Sadi’nin Bostan’ına girdin mi?
Kudretiyle can yaratan, hikmetiyle dilde söz yaratan Allah’ın adıyla başlamış söze Sadi-i Şirazi.18 Kasım 2009 Çarşamba 18:00
Kudretiyle can yaratan, hikmetiyle dilde söz yaratan Allah’ın adıyla başlamış söze Sadi-i Şirazi. Yaratılmış olan bizlere, konuşabilmenin ehemmiyetini, konuşmanın aslında bir mucize olduğunu nasıl da hatırlatıyor bu başlangıç! Aklıma Cahit Zarifoğlu’nun, Yaşamak kitabından bir bölüm geliyor hemen; “kendisine bize bir keramet göster denilen bir velinin, peki göstereyim deyip ayağa kalkmasını, işte yürüyorum demesini…” Hayat tüm çekiciliğiyle bizleri misafir eder ama biz, ev sahibi olmaya çok hevesliyizdir.
Arayıştan çıkmak
Hakikat denilen şeyi bilmek ve yahut hissetmek öyle birden olacak bir durum değildir. “Hakikate ulaşmak” ya da “Hakikati bulmak”, bulmak ve ulaşmak fiilleri bizlere devamlılığın daha doğrusu bir çabanın varlığını gösteriyor. Dilimizden bir çift lafın çıkmasının, sizin gözlerinizle şu yazıyı okuyabiliyor olmanızın ilginçliğini fark etmemek, sanırım ev sahibi olmaya başlandığının alametlerini gösteriyor. Yani arayış noktasında tökezlediğimizin, uyanıklıktan uykuya daldığımızın kanıtı!
Kılavuz kitap: Bostan
Sadi-i Şirazi hicri yedinci yüzyılda yaşamış İranlı bir şairdir. Bostan, şairin önemli eserlerinden yalnızca biri. Bu kitap, bir kılavuz niteliği taşır benim gözümde. Sözünü ettiğim o uyku halinden uzak durmamız için sürekli bizi dürter. Kitap, Şirazi’nin, kendisinin bir olay hakkında bizzat ne düşündüğünü belirten yazıları ve bir olaydan yola çıkarak yazılmış hikâyelerden oluşuyor. Hikâyeler, olabildiğince basit. Basit olması üzerimizdeki etkisini sürekli kılıyor. Bu karışıklık içerisinde sadeliğe ihtiyaç her zamankinden daha fazla. İşte bu sayede hayatın tadını almaya başlayabiliriz, hakikat denilenin yolunda karşımıza çıkan engellere takılmanın önüne bu sayede geçebiliriz; bir yolda yürüdüğümüzün bilincinde yaşayarak. Aslında hepimiz biliriz yapmamız gerekenin bu olduğunu. Ama bir kırılma hali vardır üzerimizde. Düzensizlik içerisinde bir halden bir hale geçeriz. Ve bu hallerin birbirinden farklılığı bizi yer bitirir.
Dıştan içe...
Kitap on bölümden meydana geliyor: Adalet ve insaf, ihsan ve cömertlik, aşk ve sarhoşluk, huzu ve huşu, teslim ve rıza, kanaat, terbiye, afiyet şükür, tövbe inabe, münacat ve hatime. Bu bölümler içerisinde daha bir çok konu ile karşılaşmak mümkün: sükut, riya, uzlet, terbiye ve yahut siyaset. Sadi-i Şirazi kendisinin bir seyyah olduğunu söyler. Bunu elimizdeki eserden de rahatlıkla anlayabiliyoruz. Eserde Şam, İsfahan, Basra, Bağdat, Hicaz… gibi birçok şehrin isimleri geçer.
Bu derinlerinize nüfuz edecek kitabı dış özellikleri ile anlatsak nereye kadar anlatabiliriz? Asıl maharet kitabı eline alıp içine dalabilmekte...
Bostan’da Sadi-i Şirazi, O’nun yolunda nasıl yürümemiz gerektiğini göstermekle kalmayıp, o yolda neden yürümemiz gerektiğini de açıklıyor. Şark klasikleri arasında unutulmaz bir yeri olan bu muhteşem eseri okumanızı, o ummana dalmanızı büyük bir şevkle öneririm.
TANER SABANCI
http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=2292