''Sanalda Bizim Sesimiz''
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


''Sanalda Bizim Sesimiz''
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» Ebruli - Arsız Bir Nefesleniş / Nail varal
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimePaz Eyl. 02, 2012 3:11 pm tarafından zahide

» Ebruli - Sevmiyor Ressamlar Seni / Nail Varal
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimePaz Eyl. 02, 2012 3:08 pm tarafından zahide

» Değmesin Gözlerine Ayazlar / Nail Varal
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimePaz Eyl. 02, 2012 3:04 pm tarafından zahide

» Gülüşlerinin İntiharında Büyüttüm Seni Ben / Nail Varal
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimePaz Eyl. 02, 2012 3:01 pm tarafından zahide

» Karbeyaz Gülüşüne As Beni / Nail Varal
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimePaz Eyl. 02, 2012 2:46 pm tarafından zahide

» Kayıp Kentin En Gerçek Hikayesi / Nail Varal
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimePaz Eyl. 02, 2012 2:21 pm tarafından zahide

» Muhabbet Odası (Giriş)
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeSalı Ara. 22, 2009 11:28 pm tarafından Mavi güverte

» Şimdilik Yeni Radyo'muz Hayırlı Olsun!
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeSalı Ara. 22, 2009 11:25 pm tarafından EyLüL

» EzeL ; Bir İntikam Hikayesi !
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeSalı Ara. 22, 2009 11:20 pm tarafından EyLüL

En iyi yollayıcılar
EyLüL
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
kevser
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
SiyahBeyaz
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
_aLeyNa_
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
Admin
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
MrObut
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
ruseda
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
Mavi güverte
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
Lider
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
AsiLTurk
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_lcap10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_voting_bar10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_vote_rcap 
Günün Ayeti

Namaz Vakitleri

 

 10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
MrObut
Moderatör
Moderatör
MrObut


Mesaj Sayısı : 27
Rep Puan : 2
Kayıt tarihi : 11/12/09
Yaş : 32
Nerden : İstanbul

10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Empty
MesajKonu: 10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları   10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeCuma Ara. 11, 2009 3:21 pm

SAYFA 10:
1- B
2- D
3- edebi eserler tarihi olayları yansıtır ve bilgi verir
4- D, D, Y
5- uygarlık tarihini, atom bombasının atılmasını
6- edebi eselerden hareketle bir milletin duygu ve düşüncede geçirdiği evreleri inceler: edebiyat tarihi
Toplumların yaşadıkları olayları sebep-sonuç ilişkisi içinde inceler: tarih
Toplumların yaşamlarını her bakımdan inceler: uygarlık tarihi
Fikir duygu ve hayallerin söz veya yazı ile edebi şekilde ifade edilme sanatıdır: edebiyat
SAYFA 11:
1-a) tarihi daha iyi öğrenebilmek için dönemlere ayrılmıştır. Tüm dünyayı etkilediği için bu olaylar kullanılmıştır.
b) evet
SAYFA 12:
1-a) göç destanı
Kişiler: Uygur sultanı
Zaman: Uygurlar dönemi
Mekan: turfan, selenge, tola ırmakları ve çin
Mitolojik unsurlar kullanılmıştır ve olağanüstüdür.
Zihniyet: gelenek görenekleri, savaşları, akrabalıkları, yaşayışları görülüyor.
Kıssa-i Yusuf:
Yapı: beyitlerle yazılmıştır. Mesnevidir. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Hz.Yusufun hayatı anlatılmıştır
Dil ve anlatım: islamiyetin etkisiyle ortaya çıkan Osmanlı Türkçesi
Zihniyet: İslam kültürünün edebiyata yansıması
Araba sevdası:
Yapı: bihruz beyin hayatı. Batılılaşmanın etkisi. Bihruz beyin evinde geçmiş bir metin
Dil ve anlatım: batı kültüründen etkilenerek yazılmış. Düz yazı
Zihniyet: Tanzimat dönemiyle batılılaşmanın etkisi
b) destan: İslamiyet öncesi dönem
mesnevi: İslami dönem
roman: batı etkisinde gelişen türk edebiyatı dönemi
SAYFA 13:
2- a) gazel:
Beyitlerle yazılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Dili ağırdır. Yabancı kelimeler çoktur. Divan edebiyatı ürünüdür.
Koşma:
Dörtlüklerle yazılmıştır. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Dili sadedir. Aşık tarzı halk edebiyatı ürünüdür.
b) halk edebiyatı halka divan edebiyatı ise okumuşlara hitap eder.
SAYFA 14:
1- E
2- D
3- D
4- mesnevi: beyit
Roman: batı uygarlığı
Destan mitolojik öğeler
5-D, D, Y
SAYFA 15:
1- E
2- E
3- E
4- D, D, D
5- tercümanı ahval, batı etkisinde gelişen türk edebiyatı, şiir ve inşa
6- D
7- C
8- İslamiyet öncesi türk edebiyatı: Şamanizm, yuğ, göktanrı, bozkurt
İslami dönem türk edebiyatı: tasavvuf, kaside, minyatür, aruz
Batı etkisinde gelişen türk edebiyatı: roman, opera, gazete, batılılaşma
9- D
10- A
11- D
12- yaşadığı dönemin etkisinde kaldığı için
13- C
SAYFA 17:
1- geçim kaynakları hayvancılık. Yaşam biçimleri göçebelik
2- a) insanlar olayları hep bir bahane bularak ondan olduğuna inanıyorlar ve olayları böyle kapatıyorlar
b) uzayda yaşam olup olmadığını merak ediyorlar.
SAYFA 18:
1- a) parçalarda belli oluyor
b) olağanüstü nitelikleri ortaya koyuyor
c) çözüm bulamadıkları konulara olağanüstülük katmışlardır.
SAYFA 19:
2- destanları milletler dilden dile yaşatıyorlar. Her millet bir destan dönemi yaşamıştır
SAYFA 20:
1- E
2- D, D, D, Y
3- C
4- mitolojik
SAYFA 21:
Hazırlık sorusu: nesilden nesile ağızdan ağza aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Bir de kaşarlı mahmutun divan-ı lügatit türk adlı kitabında yazmaktadır.
SAYFA 23:
1- ergenekondan çıkmak için yol aramaları ve çıkmaları
Börtö çenenin bütün boylara haber göndererek ergenekondan çıktıklarını haber vermeleri
Tatarlarla tekrar savaşıp kazanmaları
2- a) vergi alınmış, devlet yapısı güçlüymüş.
Zihniyet: bağımsızlık için uğraşmaları
Hayvancılıkla uğraşıyorlarmış. Çadırları ve sürüleri varmış.
b) Türkler kağanlar tarafından yönetiliyormuş. Göçebelikten yerleşik hayata geçmişler. Savaşçı bir millet.
3- nevruz bayramı
SAYFA 24:
1- A
2- D
3- Y, D, D
4- sözlü edebiyat ürünleri söylendikleri dönemin özelliklerini taşır. Geçmiş dönemlerin yaşam biçimleriyle ilgili bilgi verir. Bundan dolayı türk kültürü için önemlidir.
5- sözlü edebiyat ürünü: destan
Türk destanlarındaki ortak motif: demir
Ergenekondan çıkış günü: nevruz
6- mitolojik, mit
Etkinlik:
Kam: büyücü, doktor
Baksı: büyücü, doktor
Ozan: halk şairi
Şaman: din adamı
.SAYFA 25:
1- sevindikleri zaman insanlar dışa dönük olurlar. Mutluluklarını belli ederler. Yüzleri güler. Ölümler karşısında üzülürler ve içlerine kapanırlar.
2- ağıt ve mersiye de ölüm karşısında duyulan duygudan bahsedilmiştir. Gazel ve güzelleme de aşktan bahsedilmiştir.
SAYFA 27:
1- a) ölüm, acı, yas, son
b) bunu yapması kolay yaparsınız
c) inanmadıklarını göstermek için
2- a)
1. dörtlük: -dı mu, -di mü: redif , -l: yarım uyak
2. dörtlük: -tur, -tür: redif
3. dörtlük: -ok: redif
4. dörtlük: -rup, -rıp: redif
5. dörtlük: -yu, -yü: redif
6. dörtlük: -dı, -di: redif
7. dörtlük: -dı, -di: redif
8. dörtlük: -dı, - di: redif
9. dörtlük: -çıdı: redif, -n: yarım uyak
b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
c) anlamı kuvvetlendirir
ç) tema: alp er tunganın ölümü, konu: ölüm
3- deyimler:
- bent, benzi sarardı
- öç almak
- feryat etmek
- yarayı deşmek
- niyet etmek
4- a)
Kişileştirme:
- dağların başı (bile) kertilir
- felek iyice zayıfladı
Benzetme:
- erkekler kurtlar gibi hep birlikte uluyor
- (yüzlerine) safran sürülmüş (sanırsınız)
Abartma:
- yakalarını yırtıyor ve çığlık atıyorlar
- (bu etler vücuttan sarkıyor ve) yerlere değip sürükleniyor
b) şiire zenginlik katıyor ve akılda daha kalıcı olmasını sağlamaktadır.
SAYFA 28:
1- 1. koşuk: bahar
2. koşuk: zafer(savaş)
3. koşuk: ayrılık(vefasız sevgili)
2- a)
1. koşuk: -şıp, -şip: redif
2. koşuk: -uldı: redif
3. koşuk: -dım, -dim: redif
b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
3- deyimler:
- yüz yüze gelmek
- hayretler içinde kalmak
- yerden bitmek
- kurulmak
- ekin biçmek
SAYFA 29:
4- kişileştirme:
- mor ile yeşil yüz yüze geliyor
- ve birbirlerine sarılıyorlar
Benzetme:
- düşman) askeri ekin (biçilir) gibi biçildi
- (gözlerim) yağmur gibi kan(lı yaşlar) saçıyor (şimdi)
Abartma:
- insan(bu renk cümbüşünü görünce) hayretler içinde kalıyor
- yuvarlak otağ(ım) kuruldu
ANLAMA VE YORUMLAMA
Sagu ile koşuk arasındaki benzerlikler:
İkisi de sözlü edebiyat ürünüdür. İkisi de 7li hece ölçüsüyle yazılmıştır. İkisinde de deyimler ve edebi sanatlar vardır. Her ikisi de dörtlüktür. İkisinin de kalıbı 4+3 tür. Uyak şemaları aynıdır.(düz uyak)
Farklılıklar:
Sagunun nazım şekli: sagu
Tema: acı
Koşukun nazım şekli: koşuk
Tema: sevinç, savaş, aşk

SAYFA 30:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1- D
2- ağıt
Doğa, aşk, yiğitlik
3- eski devlet büyüklerinin ölümü üzerine söylenen ağıt: sagu
Coşku ve heyecanın dile getirildiği manzume: koşuk
Eski Türklerde şair, din adamı: şaman
4- Y, D, Y, D
SAYFA 37:
1- oğuz kağanın doğuşu. Oğuzun gençliği. Oğuzun göğün kızı ile evlenmesi. Oğuzun yerin
Kızı ile evlenmesi. Oğuz hanın Türklerin büyük kağanı olması. Oğuz hanın batıda idil boyu akınları. Oğuz hanın Kıpçak akını. Karluk türk boylarının türeyişi. Kalaç türk boylarının türeyişi. Cürçed akını ve kanglı türk boylarının türeyişi. Oğuz hanın güney akınları. Oğuz hanın altı oğluna hanlık vermesi. Oğuz hanın büyük bir şölen vermesi.
TİP ÇÖZÜMLEME TABLOSU:
Tip nasıl bir insandır?
- olağanüstü özelliklerle doğmuş ve büyümüş. Halkı için hiçbirşeyden korkmayan kişidir.
Tip durağan mıdır, dinamik midir?
- dinamik
Destanın hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
- doğuşu ve gençliği. Yaptığı savaşlar. Türk boylarının üzerine gitmesi
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir?
- olağanüstü özellikler sergilediği için halkın ondan beklentisi fazladır
Bu tipin sizin toplum yapınızdan farkı var mı?
- var
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi var mı?
- var
Tip kendi kişiliğinin farkında mı?
- farkında
Sizce gerçek hayatta bu destandaki tip gibi davranan biri olabilir mi?
- olamaz
SAYFA 38:
3- a) kağanların kağanı, yerin göğün kağanı, türk boylarının dize getirilişi
b) oğuz kağanın hayatı
4- hayır. Birilerinin benden bu kadar çok şey beklemesi beni rahatsız eder
5- zaman: belirli bir zaman dilimi yoktur
Mekan: idil boyu, Kıpçak boyu, orta asya
Mekanın anlatımı: sadece yer isimleri verilmiş
Kişiler: oğuz kağan, 6 oğlu, 2 eşi
Kişilerin olay örgüsündeki işlevi: oğuz kağan akınlar yapmakta ve halkın beklentilerini yerine getirmektedir
6- a) birçok var
b) dilden dile, nesilden nesile aktarılarak bu hale gelmiştir
2. etkinlik: İslamiyet öncesi türk edebiyatı dönemi
8- ilahi bakış açısıyla bahaeddin ögel
SAYFA 40:
1- nesnel bir anlatım sergilemiştir. Gören birisi olarak anlatmıştır.
2- olaylar günlük dilden alıntılar yapılarak lirik bir dil kullanılmıştır. Manzum bir şekilde yazılmıştır.
3- bunlarla beraber dile coşku gelmiştir
4- destan dili abartılıdır. Doğal dil sade bir yapıya sahiptir.
5- destan dili karışık, abartılı, liriktir. Gerçekçi değildir. Roman düzdür. Olağanüstülük yoktur. Gerçeğe yakındır.
6- amaç toplumu eğitmektir. Destanlarda idealize edilen tipler sayesinde toplum düzeninin yükseltmektedir
7- varolan döneme ait dönemin özelliklerini içerir. Nesilden nesile aktarılırken olağanüstülük artmıştır
8- o dönemin kahramanlıklarının nasıl geçtiğini anlatır
SAYFA 41:
Doğal destan ile yapma destan arasındaki benzerlikler:
Her ikisinde de olağanüstü öğeler vardır. Anlatımları liriktir. Topluma yer veren olaylar vardır. Temaları benzerdir. Toplumu eğitmek için yazılır. Manzumdur.
Farklılıklar:
Doğal destan: anonimdir. Belli bir oluşum süreci vardır. Mitolojik öğeler oldukça fazladır. Zamanı belli değildir.
Yapma destan: yazarı bellidir. Belli bir oluşum süreci yoktur. Mitolojik öğeler fazla değildir. Zamanı bellidir.
1-
Tema: kahramanlık, savaş, aşk, halkı ve toplumu derinden etkileyen olaylar ve bu olaylardaki etkili kişiler
Dil ve anlatım: manzume şeklinde yazılır
Mekan: bazen yer isimleri verilirken betimleme yapılır. Bazen de sadece yer isimleri verilir
Zaman: belirsiz bir zaman anlayışı vardır
Olay örgüsü: olağanüstü öğelerle zenginleştirilerek geniş bir olay örgüsü sağlanmıştır
2- bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde dile getirilmiştir. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. Döneme göre dil sadedir. Anonimdir. Dizelerde genel olarak yarım uyak hakimdir. Daha çok aşk, doğa ve ölüm konularını işler.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- C
2- D
3- E
5- D, Y, Y
6- ilyada
Toplumsal
SAYFA 43:
1-
Yazının icadından önce insanlık tarihi:
Yazının icadından önceki dönemde bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmadan önce yok olmaktadır. Bu nedenle de ilerleme çok yavaş olmuştur. İnsanlar gündelik bilgilerle yetinmek zorunda kalmışrı.
Yazının icadından sonra insanlık tarihi:
Sümerlilerin yazıyı icat edişiyle birlikte bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmış ve insanlık tarihi bu dönemden sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır
2- kısacası insanlar daha cahil olurdu.
SAYFA 44:
1- yaptıkları savaşlar anlatılıyor.çinliler anlatılıyor. Ve bu abideyi diktirdiğini söylüyor.
2- sesleniş, öğütler, milletime uyarılar
3- azimli, olayları doğru değerlendiren, milleti için her türlü fedakarlığı yapmış olan biri
4- b) türk milletine, türk gelenek ve göreneklerine sahip çıkarsan yaşarsın
5- düzgün cümleler kurulmuştur. Cümleler kısa ve anlaşılırdır. Yabancı kelimelere yer isimleri dışında rastlanmamıştır.
SAYFA 45:
6- a) hükümdarın tanrı tarafından seçilen kutlu birisi olduğuna inanılmıştır. Savaşlar yapıldığını anlaşmalar yapıldığını anlatmaktadır. Göktürklerin tarihi hakkında da bilgi edinebiliriz
b) günlük yaşamda kullanılan unsurların alfabeye yansıdığını görüyoruz.
SAYFA 46:
Sözlü edebiyat: koşuk, sav, sagu, destan
Yazılı edebiyat: göktür yazıtları, Uygur kitabeleri
SAYFA 47:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- B
2- D
3- Y, D, Y, Y, Y
4- 8. yüzyıl
Göktürk
Yollug
.5- Orhun bölgesinde adına taş diktirilen kağan: bilge kağan
Orhun yazıtlarının bulunduğu ülke: Moğolistan
Orhun yazıtlarında kullanılan türk alfabesi: Köktürk alfabesi
SAYFA 49:
BULMACA:
1- Moğolistan
2- mit
3- oğuz kağan destanı
4- klasik
5- Osman bey
6- ilyada
7- yuğ
8- tercümanı ahval
9- koşuk
10- sagu
11- nutuk
12- manaz
13- kurgan
14- alp er tunga
15- nevruz
16- ozan
17- tigin
18- Tanzimat fermanı
19- tonyukuk
SAYFA 50:
1- A
2- E
3- A
4- A
5- sagu
Ağıt
Mersiye
Yapay ve doğal
6- Y, Y, D, Y, D
7- B
8- din değişiklikleri, medeniyet değişiklikleri
9- C
10- D
11- A
12- C
13- E
14- D
S.53
Kültürel değerler ve değişimin nedenleri tablosu
Göktürklerde Kültürel Değerler:
1-Göktanrı inancı
2-Bu inancın etkisinin görüldüğü Göktürk Kitabeleri
3-Göktürk alfabesi
Uygurlarda Kültürel Değerler:
1-Budizm inancı
2-Bu inancın yansıdığı metinler
3-Uygur alfabesi
Değişim Nedenleri:
1-Din değişikliği
2-Yerleşik hayata geçilmesi
3-Hayat anlayışının değişmesi
Karahanlılarda Kültürel Değerler:
1-İslamiyet
2-İslamiyetin yansıdığı eserler
3-Karahanlı Türkçesi
4-Arap alfabesi
Değişim Nedenleri:
1-İslamiyetin kabulü
2-Din değişimiyle birlikte zihniyetinde değişmesi
S.53 2.Soru
Türkçenin Edebi bir olarak kullanılması ve değişmeyen öğeler Türkçe’nin kullanılmasıdır.Milliyetçilil ön plandadır..
S.53 Fotoğrafın yorumu
-konar göçerdirler.
-hayvancılık olduğu anlaşılıyor.
-atlar evcilleştirilmiştir.
-hanlıklarla yönetildiği anlaşılıyor
S.55 Ölçme ve Değerlendirme
1)E
2)B
3)Arap,Türkçe.
İlk.
Türkçedir.
4)D
5)Köktürk devleti=göktanrı inancı
Uygur devleti=Budizm,mani dini
Karahanlı devleti=İslamiyet
Mesnevi nazım şeklinin özellikleri:
1-mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir.(savaş,aşk,tarihi olaylar ve tasavvuf)
2-mesneviler divan edebiyatında bir bakıma günümüzdeki roman ve hikayenin yerini tutuyordu.
3-beyit sayısı sınırsızdır.
4-her beyit kendi arasında kafiyelidir.(aa,bb,cc…)
5-aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
6-beş mesnevinin bir araya gelmesiyle hamse oluşur.
-mesnevi nazım şekli türk edebiyatında ilk defa ne zaman kullanılmıştır?
11.yüzyılda yusuf has hacip tarafında kutadgu bilig’de kullanılmıştır.
———————————————————
11. Yüzyıl: İslami Dönem Türk Edebiyatı’na ait ilk eser 11.Yüzyıl’a ait olan ‘Kutadgu Bilig’dir. Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış öğretici bir eserdir. Siyaset-nâme niteliğindedir ve 6500 beyitten oluşur. Bu döneme ait diğer bir önemli eser de ‘Divânû Lügâtit Türk’tür. Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçe’yi öğretmek amacıyla yazılmış bir lügâttır. Bu döneme ait önemli bir eser de Edip Ahmet Yükneki’nin öğretici nitelikteki dini kitabı ‘Atabetül Hakayık’tır.
12. Yüzyıl: Bu yüzyılın en önemli ismi Hoca Ahmed Yesevi’dir, Türk tasavvuf tarihinin ilk önemli şairidir. Hikmetleriyle büyük ün kazanmıştır. Bu yüzyılın diğer önemli ismi ise Kitab-ı Meryem, Kitab-ı Bakırgen ve Kitab-ı Âhirzaman adlı eserlerin sahibi, aynı zamanda Hoca Ahmed Yesevi’nin öğrencisi olan Hakim Süleyman Ata’dır.
S.56 Hazırlık Çalışması
Bir topluluğu millet haline getiren değerler o milletin dili, dini ve ırkıdır. Bu üç faktörden ırk birliği önemlidir; ama tek başına millet olgusunu açıklamaktan uzaktır. Aynı ırka mensup olduğu halde değişik milletler oluşturmuş ve dolayısıyla değişik devletler kurmuş insan toplulukları vardır. Dil insanların birbirine bağlayan en önemli faktörlerden birisidir. Ancak, aynı dili konuştuğu halde farklı devletler kurmuş insan toplulukları mevcuttur. Diğer yandan din de insanların bir millet oluşturmasında çok önemli bir faktördür. Farklı dinden olan, farklı mezhepten olan insanlar genellikle farklı milletler oluşturmuşlar, farklı devletler kurmuşlardır. Buna karşılık, aynı dinden olanların mutlaka aynı millet oluşturacakları söylenemez. Zira, aynı dine ve hatta aynı mezhebe mensup olmakla birlikte farklı devlet kuran birçok millet vardır. Görüldüğü gibi bu faktörlerin güçleri hakkında önceden bir şey söylenemez. Bu faktörlerden her biri, değişik yer ve zamanlarda diğerine nazaran daha belirleyici olmuştur
Atatürk’ün türk dili hakkındaki düşüncelerini içeren metin..
”Türk milletinin dili Türkçe’dir.Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay alabilecek dildir.Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır.Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir.Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, an’anelerinin, muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
Türk demek dil demektir.Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi dildir.Türk milletindenim diyen insanlar herşeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.Türkçe konuşmayan bir insan Türk harsına camiyasına mesubiyetini iddia ederse buna inanmak doğru olmaz”
S.60 ve 61
sayfa 60
1-Niçin susuyorsun?
2-Kim birini çagırırsa söze önce obaşlar ve insan her zaman diline hakim olmalı,ne konuştuğunu
bilmelidir.
3-Bilgisiz her zaman susmalı,bilgili ise diline hakim olmalıdır bilgilinin sözünde her zaman hikmet vardır..
4-İnsan kendisine birşey sorulunca konuşmalıdır..
5-Dilin faydaları nelerdir???
6-Bilginin iki alameti dil ve boğazdır ruhun nasibi sözdür,kulaktan girer..
7-Sözün esası nedir ve kaç kısımdır?
8_Sözün yeri sırdır söz on kısımdır fakat biri söylenmelidir.
9-Sözün faydası ve zararı ne kadardır?
10-Yerinde kullanılan söz faydalıdır yersiz söz ise zararlıdır.
11-Söz ne zaman çok ne zaman az addedilir.(addetmek:saymak)
12-Söz güzel ne düşünülerek ancak sorulduğunda kısa söylenmelidir çok dinleyip az konuşmalıdır .Söz akılla söylenmeli bilgi ile süslenmelidir.
13-Sözün doğrusu kimden dinlenmeli,söz kime söylenmelidir?
14-Söz bilgiliden büyüklerden dinlenmeli,bilmeyenlere ve küçüklere söylenmelidir.
15-Dili söyletmeli mi susturulmalı mı?
16-Dil doğruyu söyeleyecekse söylenmeli söylenmeyecekse susmalıdır
2.a
Adalet: Kün Togdı
Saadet: Ay Toldı
Zeka: Ögdülmiş
Hukuk: Kün Togdı
Mutluluk: Ay Toldı
Hayatın Sonu: Odgurmış
2.b.
Akıl bir meşaledir… - Ögdülmiş
Huzur bendedir… - Ay Toldı
Ben işleri doğruluk… - Kün Togdı
ilgili insan fani… - Odgurmuş
2.c.
Yazar soyut kavramları (adalet, saadet, akıl, hayatın sonu) somutlaştırarak vermiştir. Somutlaştırmayı bu kavramları temsil eden “Kün Togdı, Ay Toldı, Ogdülmiş, Odgurmış” isimli kahramanlarla sağlamıştır.
3. Kutadgu Bilig, insanlara dünya ve ahiret hayatlarında yol göstermek için yazılmıştır.
4. Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig’de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.
Kültür Özellikleri: Kutadgu Bilig, İslami dönemin yansımalarının bulunduğu ilk örnektir. Mesnevi nazım şekliyle, beyitlerle yazılması ve İslami unsurların yer alması ve döneminin ahlak anlayışını ortaya koyması bakımından eser önemli bir kaynak durumundadır.
5.a.
-Her insan diline hakim olmalıdır.
-İnsan, kendisine bir şey sorulunca konuşmalıdır.
-Söz, ruhun nasibidir.
-İnsan, konuşmaktan çok dinlemeyi öğrenmelidir.
-Söz, yerinde kullanılırsa faydalıdır.
-Söz, güzel, düşünülerek, kısaca söylenmelidir.
-Söz, bilgiliden ve büyüklerden dinlenmeli; küçüklere söylenmelidir.
-Dil, her zaman doğruyu söylemelidir.
5.b.
Kutadgu Bilig’de savunulan ve öğüt niteliğinde verilen düşünceler, bugün hala geçerliliğini korumaktadır.
6.
-Aruz ölçüsünü kullanmıştır.
-Eserini sembolik olarak yazmıştır.
-İslami dönemin ilk edebi ürününü yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk mesneviyi yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır.
-Eserini öğretici (didaktik) tarzda yazmıştır.
sayfa 61 4. etkinlik
Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig’de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.
S.62 Etklinlik
A.MESNEVİ
B.ARUZ ÖLÇÜSÜNÜN KISA KALIBI KULLANIŞI
UYAK ŞEMASININ AA BB CC OLMASI
S.64
1.ahlak ve öğüt vermek için ve bilginin onemını belırtmek ıcınn
2.adip ahmet bilginin hayatta en onemlı şey olduğu hakkında öğütler vermiş bilgilinin her işinin iyi olduğunu belirtir
3.a) saadet yolu bilgi ile bulunur,kemik için ilik ne ise insan için bilig odur,br bilgili bin bilgisize bedeldir,bilgiyi Çin de bile olsa arayınız……
b)gecerlilğini korur bili herzamn onemlıdır ınsanlıktarıhı bılgı ıle gelışır.
4.a)bilgisizlikten ne kadar halk kendı elıyle put yapıp rabbım budur dedi
b)bin bilsende bir bilene danış,bilmemek ayıp değıl orenmemek ayıp….
5.hem dortluk hem beyıtten yazılmışislami kulturun etkısıyle beyıtler kullanılmış
6.islami donem 2. eser yazmış,eserin dil bilim acısından onemlı , eser dıdaktık yonde ele alınmış, hem dortluk hem beyıt kullanılmış
S.66 Etkinlik
1.Her dörtlüğünde hgikmet olduğu için şiirlerine hikmet adı vermiştir.Hikmet tasavvufi bir terimdir.
2.Dörtlüklerin son dizesinde de belirttiği gibi, Hz. Peygamber 63 yaşında toprağa girdi. Bende bu yaştan sonra toprağın altında yaşamalıyım diyerek, kendisine toprak altında bir hücre yaptıran Ahmed Yesevi’nin o günlerde meydana gelen bir olay, şöhretinin bütün Türkistan havalisine yayılmasına vesile olmuştu.
3. **Hikmet tarzı şiir geleneğinin ilk şairidir.
**Dini tasavvufla uğraşan şairimizdir.
**Yesevi tarikatının kurucusudur.
4.Ahmet Yesevi tasavvufla uğraşan şairlerimizdendir.Tüm yaşamını insanları islamiyet konusunda bilinçlendirmeye adamıştır.Metnin yazılış amacıda insanları islamiyet hakkında bilgi vermektir.
5.Halk edebiyatı geleneğinin devamı ,Tasavvuf Tekke Edebiyatı’nın başlangıcıdır.
ETKİNLİK
‘Hakaniye Lehçesi”
Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut’un en çok beğendiği, öyle ki “Kaşgar dili”,”Kaşgar Türkçesi” olarak da adlandırılan, bir diğer şekilde “Karahanlı Türkçesi” (Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.
Kaşgarlı’nın şivelerle karşılaştırılırken “Türkçe” diye adlandırdığı Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir
S.68 Sorular
1) türkçenin arapça kadar seçkin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.
2)divanü lügati’t türk ile birlikte sözlük yazma geleneği başlamıştır. divanü lügati’t türk türkçesidir.
3) islamiyet: islami dönem ilk eserlerinden en önemlisini kaleme almıştır.
arapça: eserini arapça olarak kaleme almıştır.bu durum onun arapçayı iyi bildiğinin göstergesidir.
türk kültürü:yaşadığı dönemin kültürünü yansıtmış ve günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
gezgin:türk türkmen yağma çiğil kırgız gibi türk boylarını dolaşmıştır.
dil bilimi:dil bilimi açısından o dönemin yaşayan sözcüklerin kelime kökleri eserine alınmıştır.
islamiyet öncesi sözlü ürünler:sagu koşuk sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini dinleyerek yazıya geçirmiştir.
etimoloji:türkçenin ilk etimoloğudur.
türkçe:türkçenin ilk sözlüğünü yazmıştır eserinde 7500 sözcük yer alır.
69 ve 70
4a.Atatürke göre türk milleti demek türk dili demektir.türk dili kutsal bir hazinedir.çünkü bir toplumu millet yapan herşey dil sayesinde olur.bu sebeple türk dili türk milletinin kalbidir.
b.Kaşgarlı mahmut türk diline en büyük katkıyı yapanların başında gelmektedir.çünkü o dönemin maddi ve manevi kültür unsurlarını türkçenin bünyesince,türkçenin en eşsiz hazinelerinden biridir.
Kaşgarlı Mahmut ve Atatürk’ün Türk dili ile ilgili ortak görüşleri:
-Türk milleti demek Türk dili demektir.
-Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.(sevinci, üzüntüsü, öfkesi …)
-Türk dili, dünyadaki en zengin dillerden biridir.
-Türk dili, yabancı dillerin saldırısından korunmalıdır.
-Türk dili zengin ve köklü bir dildir.
Türk dilinin 20 ülkede ve birçok özerk bölgede milyonlarca kişi tarafından kullanılması Türklerin hangi özelliğini gösterir?
Türkçe’nin büyük dillerden biri olduğunu gösterir. (Türkçe dünyanın 5. büyük dilidir.)
Kutadgu Bilig,Divan-ı Hikmet,Divaü Lügati’t-Türk ve Atebetü’l Hakayık metinlerinden hareketle o dönemde benimsenen ve kültürel farklılaşmaya neden olan yeni değerler nelerdir?
Kültürel farklılaşmaya sebep olan İslam dininin kabulüdür. Adı geçen eserlerde İslami terimler ve isimler kullanılmaya başlanmıştır.
Türkçenin günümüzdeki durumu?
Türkçe günümüzde yabancı dillerin (özellikle İngilizce) etkisi altındadır. Nasıl ki bir dönem Farsça ve Arapça, Tanzimattan sonra Fransızca etkisine girdiyse şimdi de İngilizcenin etkisinde.
Atatürk’ün Türk dili için gösterdiği hedeflerin bugün neresindeyiz?
Atatürk saf Türkçeden yanaydı. Üstteki yorumdanda anlayacağınız üzere bugün saf Türkçeden söz etmek mümkün
Sayfa 70 deki 7. etkinlik
Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut’un en çok beğendiği, öyle ki “Kaşgar dili”,”Kaşgar Türkçesi” olarak da adlandırılan, bir diğer şekilde “Karahanlı Türkçesi” (Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.
Kaşgarlı’nın şivelerle karşılaştırılırken “Türkçe” diye adlandırdığı Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir.
s.71 ölçme ve değerlendirme
1)d 2)c 3)d 4)y,d,d,y,d,d,d,d,5)hakaniye,kutadgu bilig,topgaç buğra,ahmet yesevi. 6)d 7)divanı hikmet,ata betül hakayik,divanı lügatit türk,kutadgu bilig.
Sayfa 72
13 14 YY da anadolu da meydana gelen sosyal ve siyasi olaylar
13 ve 14. Yüzyil Turk Edebiyati
.13 ve 14. yüzyillarda Anadolu, siyasal bakimdan pek gok karga§amn yaşandigi bir donemdi. 13. yuzyilda Anadolu’da dort devlet vardi: Sel9uklular, ilhanlilar, Bizans ve Trabzon Rum imparatorlugu. Bunlann en güçlüsü Selçuklular idi.
Selcuklulann Mogollar tarafmdan 1243 yilmda Kosedag sava§i ile yikilmasi sonucu Anadolu’da bir cok beylikler kuruldu. Beyliklerin her biri kendi bagimsizlığını ilan etti. Bu kez beylikler arasi savaşlar başladi. Osmanli Beyligi 1299 yilinda kuruldu ve diger beyliklerle yaptigi savaslar sonucu geli§ip gii9lendi.
13 ve 14. yiizyilda Anadolu’da du§iince hareketlerinin merkezi Konya ve dolaylandir. Mogol akinlanndan korunmak amaciyla Turkmenistan Horasan’dan pek cok alperen gelerek Anadoludaki beyliklerin saraylanna sigiiAlar ve tasawuf du§uncesini yaymaya ba§ladilar. Bu ortamda tasavvuf edebiyati dogdu. Daha sonraki yuzyillarda da gelisip yayildi.
Tasawuf alamnda; Mevlana, Haci Bekta§ Veli, Yunus Emre, fieyyad Hamza, Ahmet Fakih, Nesimi, Giilflehri, Sultan Veled gibi pek 9ok sanat9i eserler verdi. Aym yuzyillarda din di§i konularda, Hoca Dehhani, Ahmedi, Hoca Mes’ut eserler verdi. Bir taraftan da Iran-Arap edebiyatlndan 9ok sayida 9eviriler yapildi. 1360 yilmda Kul Mes’ut tarafmdan “Kelile ve Dimne” adli fabl kitabi Turk9eye 9evrildi.
Bu yuzyillarda halk edebiyati alanmda “Battalname” ile “Dani§mend-name” adli eserler yazildi. Bunlardan “Battahiame’de Seyit Battal Gazi’nin din ugruna Bizans’a kar§i giri§tigi mucadelelerden soz edilir.” “Dani§mend name’de ise Melik Ahmet ile oglu Gazi Bey’in kahramanliklan anlatihr. Bu oykulerde dini inanclar ve ilahi yardimlar on plandadir. Hz. Muhammet, Hz. Ali riiyada goruliir. Hizir gazilerin yardimcisidir. Bu eserlerde eski Turk destan geleneginin izleri islami karaktere burunmu§ niteUkte ya§atildi.
Bu yuzyillarda gerek dini (tasawufi) gerekse din di§i konulan i§leyen fikirler tizerinde, iranli §airlerden Firdevsi, Nizami, Sadi, Feridtiddin Attar ile Fars9a eserler yazan Mevlana’nm etkisi gorulur. Bilim ve edebiyat yoluyla Arap9adan, Fars9adan dilimize sozcukler yamnda bu dillere ait kurallar da girmeye ba§ladi. Ancak 1277 yilmda Karamanoglu Mehmet Bey bir fermanla bunu onlemeye 9ali§ti. “Bugiinden sonra, divanda, dergahta, barigahta, mecliste, meydanda “Tiirk9e den ba§ka dil kullanihnayacaktir.” Bu ferman dilimizi yabanci etkilerden korumaya yetmedi.
Tasavvufun hızlı yayılması için 13. ve 14. yy.’lar Anadolu’su çok elverişli idi. Bunun birçok sebepleri vardır:
1- İslâmla muşerref olan Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi Hıristiyan Avrupası’nda sert tepkiler doğurmuştur. Hıristiyanlar, ülkelerini teminat altına alabilmek ve kutsal kabul ettikleri Kudüs’ü almak için Türklere karşı Haçlı Seferleri düzenlemişlerdir. Bu seferlerin önünde Hıristiyan din adamları bulunurdu. İşte bunlara karşı Türkler’den de din ve tasavvuf önderleri savaşlarda ön plana çıkmışlardır. Gazaya giden İslâm cenkçilerine yardım eden, onları manen ve madden de destekleyen erenler ve alp erenler görüldü. Ahilik gibi yarı mutasavvıf, yarı asker fakat bütün ülkeyi tutmuş bir esnaf ve zanaatçılar teşkilatı bir yandan din savaşlarını desteklerken öte yandan tasavvufun yayılmasına zemin hazırlıyordu.
2- Türklerin kalabalık bulunduğu Horasan’da 11.yy’dan beri yoğun bir tasavvuf hayatı vardı. Çünkü bu ülke eski din ve medeniyetlerin etkisi altındaydı. Bilhassa 12.yy’da yetişen Ahmet Yesevi’nin derviş ve müritleri çok sayıda idiler. İşte 13.yy başında Horasan ve diğer Türk yurtları Moğallar tarafından işgal edilmişti. Moğolların dayatmacı, yağmacı ve kötü yönetiminden kaçan aydınlar Anadolu’ya kaçtılar. Çoğu Mutasavvıf olan ve Horasan Erenleri denilenlerin arasında, Belh’ten Konya’ya gelen Mevlâna ve babası da vardı.
Mevlâna ve babası Anadolu’ya yepyeni bir fikir, ahlâk ve iman canlılığı getirdiler. Büyük şehirlerde dergâhlar kurdular. Kasaba ve köylere varıncaya kadar tekkeler inşa ettirdiler.
3- 13. ve 14. yy’larda Anadolu’nun siyasi yapısı karışıktır. Sağlam bir devlet otoritesi yoktur. Moğol akınları ile memleket yağmalanıyor, yakılıp yıkılıyordu. Şehirde, köyde güvenlik kalmamıştı. Mal, mülk elden zorla alınıyor, ölmek ya da yaşamak tesadüfe bağlı bulunuyordu. Bu huzursuzluk, insana dünyadan el etek çekmeyi va’z eden ve pırıl pırıl ilâhi bir alemin kapılarını açan tasavvufa rağbeti sağlamıştır. Hayatları teminatsız insanlar, tarikatın mânevî havasında veya bazı şeyhlerin nüfuzu altında huzur arıyorlardı.
Tasavvuf konaklarda, şiir ve sanat neşesi olurken; halk arasında ahlâk öğütleri şeklinde yayılıyordu. Fakat tasavvufun yayılmasında rehberlik eden asıl teşkilat “Ahilik”ti. Bektaşilik, Melâmilik, Nakşibendilik, Bayramilik gibi millî tarikatler hep ahilik teşkilatından çıktı.
Tekke şiirinin Türk Edebiyatında kaynakları 12.yy’da Horasan’da Ahmet Yesevî’nin hikmetlerinde görülmüştür. Şiir ve fikir tarihimizdeki yerleri, dil ve edebiyatımızı kurtarmak yolundaki hizmetleri için hiç bir şeyle kıyas edilmeyecek değerdedir. Tekke şiirinin ilk ve en güzel örnekleri 13.yy’da görülmektedir. Bu geleneğin büyük şairi olan Yunus Emre, 13.yy’da yetişmiştir. 13. - 14. ve 15.yy’larda parlak çağını yaşayan Tekke şiiri, 20.yy’a kadar da eser vermeye devam etmiştir.9
Özellikle Yunus Emre, Anadolu sahasında halk diliyle halka islâm dininin bütün kurallarıyla anlatan Tekke edebiyatının en büyük şairidir. Orta Asya’da Ahmet Yesevî ile başlayan Türk Tasavvuf Şiiri, Türkistan, Horasan ve Anadolu’da en üstün seviyeye Yunus Emre’yle ulaşmıştır.
14. yüzyılda Anadolu’da Tekke edebiyatı, 13. yüzyıldaki kadar bahtiyar bir devir yaşamamıştır.
O kadar ki bu asırların Tekke şairleri, şiiri Yunus gibi söylemeğe çalışmakla kalmamış, bazen Yunus’un ya “ Emre”liğini ya da bizzat Yunus adını unvan olarak kullanmışlardır.
Sayfa 72
1.a Kafiye-Redif
… benden beni a -i / -ü: redif
… gerek seni a -n: yarım kafiye
… dün ü günü a
… gerek seni a
… sevinirim b
… yerinirim b
… avunurum b
… gerek seni a
..öldürür
…daldırır
…doldurur
…seni
dürür,dırır, durur REDİF
…üzem
…düşem
…endişem
…seni
em:TAM KAFİYE
…sohbet gerek
…ahret gerek
…gerek
… seni
gerekker:REDİF
et:TAM KAFİYE
Sayfa 74
6.Siirde ask;atese,denize,zincire benzetilmistir.Askın bunlara benzetilmesinde ne kadar cileli ve zor bir yol oldugunu anlatmak amacı vardır.
7.Siirde gecen isimler;Leyla-Mecnun,Hz.Yusuf ‘tur.Leyla-Mecnun Allah askını anlatmak icin kullanılmıstır.Yusuf Peygamber de Kuran’da kıssası olan güzelligiyle ünlü bir peygamberdir.Yine Allah’ın güzelligini,askının büyüklügünü vurgulamak icin kullanılmıstır.
8.
-Mutasavvıf bir sairdir.
-Dini-Tasavvufi halk sairidir.
-Siirlerinde sade bir dil kullanmıstır.
-Siirlerinde tasavvufi konuları islemistir.
9. 1. ve 2. dörtlükler icin Yunus Emre’yi en iyi yansıtan dörtlüklerdir
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri “Şerri” esaslara ve “Törelere” göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı ,
islamiyetin kabulü ile türk toplumunda görülen kültürel değişimleri araştırınız
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri “Şerri” esaslara ve “Törelere” göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.
sayfa 73
-m= redif -e=yarım kafiye
-m= redif -d yarım kadiye
1) b 8 li hece ölçücü vardır 4+4=8
tasavvufi bir eserdir
C) bu ialhiyi düz yazı gibi okuyamayız çünkü ahenk bozulur
2 b) yunus emrenin şiiri daha öabuk ezberlenir çünkü ahenk şiirin akılda kalmasını sağlar
umarım yardımcı olabilmişimdir bunların doğruluğundan eminim. &*uot;şiirin her biriminde neler anlatılmak istenmektedir&*uot; bu soruyu göremedim uamrım işine yara
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Bu dörtlükte şair; Allah aşkıyla kendinden geçtiğini ve kendisine sadece Allah’ın ve sevgisinin gerekli olduğunu, bunun haricinde hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını söylemiş.
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Varlık veya yokluk kaygısı olmadığını, tek avuntusunun Allah aşkı olduğunu söylemiş.
Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşık olabilmek için Allah’ı sevmek gerektiğini, aşk denizine ancak bu şekilde dalabileceğini söylüyor.
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Dünümün ve bugünümün tek endişesi Allah’tır. Onun aşkının sarhoş edici şarabından içip Mecnun gibi dağlara düşmek istiyorum. Bana yalnızca Allah aşkı gerekiyor. Başka bir şeye ihtiyacım yok.
S.75 - 76 - 77
-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.
-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen”şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır”k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ”dara durmak”hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar “Enel Hak diyen” Hallac-ı Mansur’un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk’a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal’ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal’ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal’ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.
S.77
1- acep derdime derman bulunamamış
sabır ettikçe devamı qelmiyor
2-mum gibi baştan aşğıya yanıyorum
bu yanmanın sebebi yokmu
3-düşmanlar ben ağlıyorum diye gülüyor
şu kafirlerin imanı yokmu
4-gamzenin oku deler yüreğimi
snin gönlünde bana yer yokmu
5-kanımı su gibi toprağa attın
ne zannettin garibin kanı yokmu
6-yüzünün güzelliğiyle gururlanıyorsun
kusurun hiç yokmu
7-seni sevmenin imkanı yokmu.
1.kıt a;çektiğim bu aşk acısının dermanı yokmu?
2.kıt a;benim aşk acısıyla yanmamın bir sonu yokmu?
3.kıt a;düştüğüm bu duruma düşmanım gülmekten vazgeçsin.
4.kıt a;bakışların yüreğimi deliyor.
5.kıt a;ben senin için kanımı akıttım. sen benim için akıtacak kanın olmadıgını sanıyorsun.
6.kıt a;yüzünün güzelliği ile övünüyorsun ama kişiliğin beş para etmez.
7.kıt a;sen bana yüz vermiyorsun ama seni elde etmenin bir yolu yokmu?
Devam…
-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.
-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen”şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır”k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ”dara durmak”hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar “Enel Hak diyen” Hallac-ı Mansur’un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk’a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
-Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal’ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal’ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal’ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.
KAYGUSUZ ABDAL
Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir.
Dili sadedir
Hece ölçüsü kullanmıştır.
Konusu halkın ilgisini çekebilecek güncel konulardır
syf 78 tablo
benzerlıkler;her ikisindedeaşk konusu işlenir.gazelde ilahi ** mecazi aşk konuları,ilahide yalnızca aşk konusu işlenir.her ikisindede dini terimler kullanılır.her ikisininde son bölümünde şairin mahlası wardır.kafiye ** redif kullanılır.
farklılıklar;
nazım şekli;ilahi halk edebiyatına ait gazel ise divan edebiyatına ait.
nazım birimi;ilahi dörtlük gazel beyit
ölçü;hece ölçüsü gazelde aruz ölçüsü
sayfa 79
.6a)
Benzetme= Kan suya benzetilmiş.
Aşık kendini muma benzetiyor.
Eğretileme=acep şol kafirin imanı yok mu
Zıtlık =Ağlamak Gülmek, Dert Derman
Soru Sorma=Son mısralarda soru sormaktadır.
b)
mum=aşık
kafir=maşuk(aşık olunan kişi)
gamze=sevgilinin yan bakışı
peykan=ok
7.soru
aşk acısı,özlem,ümitsizlik,hüzün,çaresizlik
8.soru
divan edebiyatının ilk temsilcilerindendir
edebi sanatlara yer vermiştir
dili sanatlıdır
tasavvuf etkisi görülmez
S.81
benzerlikler: her ikisinde de hece ölçüsü kullanılmıştır. dinsel konular tabiat ve doğa güzelliği aşk gibi konular işlenmiştir.
farklılıklar:i.ö.nazım birimi dörtlük.i.s.nazım birimi beyittir.i.ö.yarım kafiye kullanılır.i.s.tam kafiye redif kullanılır.i.ö.hece ölçüsüyle yazılır.i.s.aruz ölçüsüyle yazlır.i.ö.dil sadedir türkçedir.i.s.arapça ve farsça kelimeler kullanılır.sanatlı bir dil kullanılır.
S.83 Tablo
vahdet-i vücüd=varlık tektir….
insan-ı kamil=nefis……..
fenafillah=nefsin aruzlarından…
masiva=allah dışında..
2=e
3=d
4=d,d,d,y
5=c
6=insan-ı kamil , tekke dergah , ilahi aşk , mürit derviş
7=tekke dergah , allah, ilahi aşk şarabı sunan mürşit , nefsiöldürmek için yapılan zühd terbiye
8=e
S.84 1 etkinlik
deniz kenarına oturmuş dalgaların kıyıya vuruşunu seyrediyorum.Uzaktan büyük gibi görünen dalgalar köpük köpük noktalıyor yolculuğunu.Tepemde güneş batmaya can atıyormuş gibi karşıma geçiveriyor hızla.Parlaklığı kızıla bırakıyor büyük bir ihtişamla.Artık denizde mavi değil,sereserpe teslim ediyor kendinin güneşe .Dalgaları değil artık yakamozları seyrediyorum bir yaz günü günbatımında
S.86
1.a.simbatın harap bir kaleyi tamir ettirip yerleşmesi,müslümanların dehşet saçmaya başlaması,seyitin yola çıkması,kaleyi dolaşıp gördüğü su deliğinden içeri girmesi anlatılıyor
2.ETKİNLİK
a. battalname ile ilgili olan 8yy.da olusturuluyor fakat 15.yy da yazIya geciyor temasI battal gazinin kahamanlIgI ….. birde battalname metninden sunlar anlasIlIyor gaza ve cihat anlayIsI tarIm ve hayvancIlIkla ugrasIdIgI ve battal gazinin bir tImarlI sipahi olabilicegi
b.Silah yerine kılıç kullanıldığı,kaleler olduğu,cihat ve gaza anlayışı
2.Tarkan ve Cüneyt Arkın filmleri
3-soru
Metnin yapısını oluşturan öğeler:
olay örgüsü,
kişiler,
zaman,
mekan
*Metnin yapısını oluşturan öğeler arasındaki ilişki:
_Metnin yapısını oluşturan öğeler arasında organik bir bağ vardır.Yaşanan olay belli bir zamanda, belli bir mekanda kahramanlar arasında yaşanır.
Metne bir bütünlük kazandıran olay örgüsünün meydana gelmesini sağlayan yönde budur.
S.87
BATTAL GAZİ DESTANINDAKİ KAHRAMANLARIN TİP ÇÖZÜMLEMESİ TABLOSU
1.a.karakter b.tip c.tip
2.a.dinamik b.duragan c.duragan
3.a.tümü b.tümü c.tümü
4.a.olumlu b.olumsuz c.olumlu
5.a.evet b. evet c.hayr
6.a.var b.yok c.var
7.a.evet b.evet c.evet
8.a.hayır b.evet c.evet
S.88
5.Mekanın ve zamanın anlatıldığı cümleler
Mekan:Seyit yürüdü ///kaleyi/// dolaştı.Mekan kale oluyor.
Simbat ///saraya/// geldi.
Seyit dahi sarnıça düştü.
Zaman:Yatsı vaktiydi erteye değin……..
Alem düşmanlardan boşalınca……….
Mekanın ve zamanın anlatımı
Mekan:Mekanlar sadece adları söylemektedir.Tasviri yapılmamaktadır.
Zaman:Kesin bir zaman ifade edilmemektedir.
6.a.Metinde olaylar ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
b.Kişiden kişiye değiştiği için cvbı sana bırakıyorum.
7.Tasvirler:Sevindiğinden///ağlaya ağlaya///evine geldi.
Seyit///karanlıkça///bir yerde kaldı.
Tasvirlerin işlevleri:Tasvirlerin amacı anlatılanların okuyucunun zihninde canlanmasıdır.Bunlar verilemezse anlatımda akıcılık olmaz.
8.Günümüz türkçesine benzeyen bazı sözcükler vardır.Ancak bunlar ses değişikliklerine uğramışlardır.Mesela üç yirden kolanın berkitti diyor üç yerden sıkılaştırdı olacak.
SAYFA 93 3. ETKİNLİK
Anadolu’nun fethini ve bu fethin kahramanlarını anlatan, 12. yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen İslâmî Türk destanlarından biridir. Danişmend-nâme’de anlatılan olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek adlarıyla anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak görülmüştür
DELİ DUMBUL
*İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
*Hikayede olaylar nesir,kahramanların duygu ve düşünceleri nazım ve nesirle dile getirilmiştir
*Arı bir dil kulanılmış,olağanüstü olaylara yer verilmiştir
*tasvirlere başvurulmuştur.
¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨
(sayfa 93)
¨¨¨¨¨¨¨
b)teması:
aile olmanın değeri
¨¨¨¨¨¨¨¨
2. Etkinlik a)adil bir yapı yok,islamiyet inancının yoğun bir şekilde olmasına rağmen farklı dinler görülüyor
2)tema evrenseldir
3)metnin yapısını oluşturan ögeler
*olay örgüsü
*kişiler
*zaman
*mekan
*ve dil anlatım(olay çevresinde oluşan metinlerde dil anlatıma da dikkat edilir)
SAYFA 93 TEKİ OLAY ÖRGÜSÜ SIRASI
12-2-4-10-5-7-13-3-9-11-1-6-8
KARAKTER Çözümleme tablosu
(sırasıyla 1,2,3,4,5)
……………deli dumbul……..;……..anne baba …………;………. eş
1………: deli ,zorba ,çıkarcı;……canları kıymetli,bencil ; fedakar,eşini
……………………………………… insanlar………………..;biri
2)……..:dinamik…………………..durağan ………………. ;durağan
3)……..:Allah ın varlığını ve ; metinde zaten pasif karakterler(anne baba
birliğini kabul etmemesi …………………………………ve eş)
yaptığı köprüden geçendende
geçmeyenden de para alması
4)…….)sosyal ortam deli dumbulu etkilemiş.çünkü yaşadığımız devirde onun yaptığı davranışlara pek de rastlanılmamış.diğer karakterleri ise sosysal ortam etkilememiştir.
5)………:karakterlerden deli dumbul gibi bir kişi toplumumuzda olamaz.anne baba için;her anne baba evladı için canını vermeye hazırdır.eş içinse;toplumumuzda kadın eşi için canını vermeye hazırdır.o vermese bile erkek söke söke alır.
c. öğüt vermez tebrik ederdim
ç. idam ettirirdim
6.a dede korkut , ilahi bakış açısıyla yazılmıştır
b. metin gayet güzel ben olsam birde sonuna şunu eklerdim deli dumrul artık Allah ‘ a bağlı inançlı bir insan oldu derdim.
7.a
kara dağlar
soğuk soğuk sularım
tavla tavla koç atlarım
penceresi altın otağım
katar katar develerim
beyaz koyunum
b. tasvirler çıkartıldığında cümleler çok basit oluyor
sosyal Ortam ve çevre bu karakterleri nasıl etkilemiştir:
deli dumrul:Olumlu
anne-baba:Olumlu
eş:Olumlu
bu karakterlerin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmıdır:
delidumrul:vardır
anne-baba:yok
eş:var
96.sayfa 8. SORU
sırasıyla altı çizili kelimeler; niçin,ederdi,benden,var mıdır, benimle,bahadırlığım,yiğitliğim,meğer,konmuştu,yah şi,emriyle,yetti,kavga,hanım,bey,kanatlı.
ses özellikleri
-cümleler kısadır
-dil sadedir
-alti çizili kelimeler ses değişimine uğramıştır
-ses düşmesi vardır
DANİŞMENDNAME
1.a.1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.
b.Battalnamede olduğu gibi kahramanlık teması dönemin sosyal özellikleriyle paralellik göstermektedir.
2.İnsanların y8aşadıkları haksızlıklardan kurtulmak için her dönemde kurtarıcı beklemeleri buna sebeptir.Kahramanlık temasının her dönemde sıkça işlenmesi onun evrensel bir tema olduğunu göstermiştir.
3.Özgün metinde kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözüklerin ise günümüze gelene kadar bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;olay örgüsü,kişiler,zaman,mekan
Metnin yapısını oluşturan ögeler;Tüm bu ögeler temayı iletmede birer araçtır.
5.Mekan;Tokat,Gümenek ırmağı,Ankara,Samsun,Kale
Zaman;Sabah vakti,akşam vakti……
Mekanın ve zamanın anlatımı;Bu metinde mekanların sadece adları kullanılmıştır.Ayrıntıları verilmemiştir.
Zaman;Kesin bir zaman ifadesi bu metindede yoktur.
6.Tasvir cümleleri;///yüksek dağlara///çıktılar.tasvir cümlesi yüksek dağlar.
Tasvirlerin metindeki işlevi;Tasvirler anlatılanları zihinde daha belirgin canlandırmak için kullanılmıştır.Fakat ayrıntılara girilmediği dikkati çekmektedir.
7.Hikayede herşeyi bilen bir anlatım vardır.İlahi bikış açısıyla yazılmıştır.
8.İkiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardır.
9.a.Tip nasıl bir insandır;hayatını insanlara adamış korkusuz yiğit bir insandır.
Tip durağanmıdır,dinamikmidir;Dinamiktir.
Hikayenin hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu;Hikayedeki bütün olaylar onun etrafında geliştiği için dinamiktir.
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir;Halkın zulüm görmesi onun kahramanlık yönünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu tipin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmı;Vardır.Günümüzde toplum yapısısnın değişmesi ndeniyle farklılıklar vardır.
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi varmı;Olaylar onun etrafında geliştiği için diğer tipler üzerinde etkisi vardır.
Tip kendi kişiliğinin farkındamı;farkında
Sizce gerçek hayatta bu hikayedeki tip gibi davranan biri olabilirmi;gerçek hayatta kendini halkına adayan kişilere rastlanabilir fakat bu hikayede olduğu gibi olağanüstü özellikler göstermez.
b.Seyit battal Abdurrahmani tokati,Süleyman bin numan Mekanın ve zamanın anlatıldığı cümleler. Mekan:Köprü,Rum,Şam,ev
Zaman:Yüzkırk yıl,bugün,demin,şimdi,dokuz ay,on ay,
Mekanın ve zamanın anlatımı. MEkan:Mekanların sadece isimleri söylenmkte,tasvirleri yapılmamakta.
Zaman:arkadaşlar siz yukardaki zamanlara bi bakın bence kesin zaman ifade ediliyor.
.S.102
1.a.1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.
b.Battalnamede olduğu gibi kahramanlık teması dönemin sosyal özellikleriyle paralellik göstermektedir.
2.İnsanların y8aşadıkları haksızlıklardan kurtulmak için her dönemde kurtarıcı beklemeleri buna sebeptir.Kahramanlık temasının her dönemde sıkça işlenmesi onun evrensel bir tema olduğunu göstermiştir.
3.Özgün metinde kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözüklerin ise günümüze gelene kadar bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;olay örgüsü,kişiler,zaman,mekan
Metnin yapısını oluşturan ögeler;Tüm bu ögeler temayı iletmede birer araçtır.
5.Mekan;Tokat,Gümenek ırmağı,Ankara,Samsun,Kale
Zaman;Sabah vakti,akşam vakti……
Mekanın ve zamanın anlatımı;Bu metinde mekanların sadece adları kullanılmıştır.Ayrıntıları verilmemiştir.
Zaman;Kesin bir zaman ifadesi bu metindede yoktur.
6.Tasvir cümleleri;///yüksek dağlara///çıktılar.tasvir cümlesi yüksek dağlar.
Tasvirlerin metindeki işlevi;Tasvirler anlatılanları zihinde daha belirgin canlandırmak için kullanılmıştır.Fakat ayrıntılara girilmediği dikkati çekmektedir.
7.Hikayede herşeyi bilen bir anlatım vardır.İlahi bikış açısıyla yazılmıştır.
8.İkiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardır.
9.a.Tip nasıl bir insandır;hayatını insanlara adamış korkusuz yiğit bir insandır.
Tip durağanmıdır,dinamikmidir;Dinamiktir.
Hikayenin hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu;Hikayedeki bütün olaylar onun etrafında geliştiği için dinamiktir.
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir;Halkın zulüm görmesi onun kahramanlık yönünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu tipin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmı;Vardır.Günümüzde toplum yapısısnın değişmesi ndeniyle farklılıklar vardır.
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi varmı;Olaylar onun etrafında geliştiği için diğer tipler üzerinde etkisi vardır.
Tip kendi kişiliğinin farkındamı;farkında
Sizce gerçek hayatta bu hikayedeki tip gibi davranan biri olabilirmi;gerçek hayatta kendini halkına adayan kişilere rastlanabilir fakat bu hikayede olduğu gibi olağanüstü özellikler göstermez.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MrObut
Moderatör
Moderatör
MrObut


Mesaj Sayısı : 27
Rep Puan : 2
Kayıt tarihi : 11/12/09
Yaş : 32
Nerden : İstanbul

10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Empty
MesajKonu: devamı   10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeCuma Ara. 11, 2009 3:21 pm

SAYFA 104
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
ana kahraman olduğu için vardır
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir
SİZCE GERÇEK HAYATTAA
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle
karşılaşmak mümkün değildir
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
ana kahraman olduğu için vardır
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir
SİZCE GERÇEK HAYATTAA
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle
karşılaşmak mümkün değildir
107
1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması
karşılaşmak mümkün değildir
107
1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması
2Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine
oradan anadoluya geçmesi
bBu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz
cCemşidin rüyası
5etkinlik:
aYazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yokturBu
durum temanın iran edbalınmasından kaynaklanır
bKişiden kişiye değişir
3Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz
4Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay
örgüsü,mekan,zaman,kişiler
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin
temasını vermede birer araçtır
1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması
2Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine
oradan anadoluya geçmesi
bBu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz
cCemşidin rüyası
5etkinlik:
aYazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yokturBu
durum temanın iran edbalınmasından kaynaklanır
bKişiden kişiye değişir
3Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz
4Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay
örgüsü,mekan,zaman,kişiler
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin
temasını vermede birer araçtır
5Kişiler;Cemşi,Hurşid,Kayser
Kişilerin özelikleri;Çin hükümdarının oğlusurZorlu yollardan geçip
Hurşid için mücadele veren kahramandır
Hurşid;Cemşidin rüyasında görüp aşık olduğu kız
Kayser;Hurşidin babası
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı
Hurşid;Baş kahraman
Kayser;Yardımcı kahraman
bDeğişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur
6Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım
7Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı
verilmiştirBelirsiz bir zaman anlayışı vardır
8Hindistandan çıkıp çine geldi
9Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri
yapıldıMetnin tamamı nesir şeklinde olurdu
10Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır
11Sade bir dil kullanmıştır
Klasik türk edbşairidir
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı
Hurşid;Baş kahraman
Kayser;Yardımcı kahraman
bDeğişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur
6Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım
7Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı
verilmiştirBelirsiz bir zaman anlayışı vardır
8Hindistandan çıkıp çine geldi
9Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri
yapıldıMetnin tamamı nesir şeklinde olurdu
10Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır
11Sade bir dil kullanmıştır
Klasik türk edbşairidir
sayfa 115
1üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman
Klasik türk edbşairidir
sayfa 115
1üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman
alttaki paralel çizgiler;öfke,aç gözlülük,haset,şüphe
Ana düşünce;İman rahmani,şüphe şeytanidir
2Dönemin tasavvuf ve hayat anlayışını ilahi aşkı ve bu aşkın
verdiği coşkuyu,islam inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla
yazmıştır
3Makalatın Özellikleri:
Eserde sade,anlaşılır bir dil ve kısa cümleler kullanılmıştırBazı
sözcüklerin günümüze gelinceye kadar bazı ses değişikliklerine
uğradıkları görülmektedir
sayfa 116
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir)
uğradıkları görülmektedir
sayfa 116
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir)
mensur metinler(düz yazı)
5Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir)
*mensur metinler(düz yazı)
5Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur
sayfa 117
6olay örgüsü;Nasrettin Hoca günün birinde ölür
5Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur
sayfa 117
6olay örgüsü;Nasrettin Hoca günün birinde ölür
Birilerinin cenazesini kaldıracağını düşünür.
Kimsenin oralı olmadığını görür.
Yardımcı kavram ve düşüncelero paralel çizgilere yazılcak olan kelimeler..)
*vefasızlık,yalnızlık,ilgisizlik
Ana düşünce;İnsan her işini kendisi yapmalı başkalarına güvenmemelidir.
sayfa 119
a.KONULARI BAKIMINDAN ÖĞRETİCİ METİNLER
*Tıp metinleri * dini metinler * İslam menkıbeleri * öğüt ve bilgi verici metinler
b.Sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.Cümleler kısa ve açıktır.Bu dönem öğretici metinleri din tasavvuf tıp ve tabiat konularında yazılmıştır.Bu yüzyılda yazılan öğretici metinler aydınlatıcı ve yol gösterici metinlerdir.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1.a
2.T A S A V V U F
3.e
4.Makalat adlı eseri...Hacı Bektaş Veli...yazmıştır.
14.yy öğretici metinleri anlatım biçimleri bakımından...manzum..ve...mensur...olmak üzere iki gruba ayrılır.
5.D,Y,D,D,Y,D,Y
arkadaşlar 120deki 5, soru
d d d d y d y
121 , sayfayı zaten sınıfta yazcaksınız şiiri
123;birim değeri;beyit
birim sayısı;5
birimlerde anlatılanlar,
1.şair sevgilinin yüzünü açmasını ve yürümesini bahçedeki varlıkların bunu görmesini istemiştir
2.bu beyitte ise,şair aşk aşka sevgilinin aşkından düştüğünü ve amansız bir dert olduğunu anlatmıştır
3.sevgilinin aşkınkından perişan olduğunu anlatmıştır
4.duyduğu aşktan dolayı kaburga kemiklerinin bile sayılabileceğini ve bu ahliyle musikara benzediğini
5.güzellere acımasız şefkatli değilller demenin yanlış olduğunu vurgulamktadır
TEMA;aşktır
ç.beyitlerin yerlerini değiştirdiğimizde anlamda bi değişiklik meyadana gelmez çünkü beyitler kendi arasında uyumludur.
d.yaşanması mümkün değildir çünkü hayali unsurlar vardır.
egazel nazım şeklinin özelliklerini yazcaksınız bunu bulabilirsiniz
f ikisininde nazım şekli gazel nazım birimi beyit temaları aşk ölçü aruzdur
124.2.soru:ses benzerlikleri var ahengi sağlayan unsurlar var
125.4.soru;gül ve nesrin sevgilinin yanagı
servi ve sanavber;sevgilinin yürüyüşü
gülnar; rengi ve şekli dolasıyla aşığın vücudunaki yaralar
sayfa 121
1. etkinlik
NABİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Bende dayanacak güç,sende vefadan zerre yok.
İki yoktan ne çıkar,bir kere düşünelim.
MUHİBBİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Halk içinde devlet gibi itibar gören bir şey yok.
(Fakat)dünyadaki devlet bile bir nefes sağlıktan daha değersizdir.
AŞIK PAŞA'NIN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Şu gönülde dağ olan hem gönül bağını kesip hem de bağ olan aşk değil mi(dir?)
FUZULİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Herkes,bayram için yılda bir kez kurban kesmektedir.
Ben her zaman her saat senin kurbanınım.
ULVİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Ey sevgili,halimi arz etmek için seni yalnız bulamıyorum.
Seni yalnız bulduğumda ise kendimi asla bulamıyorum.
NEFİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Aşık benim,rezilliğimle şehirde şöhretlendim(tanıdım).
Mecnun'un hikayesini yazanlar hep çöle,sahraya yazmışlar.

sayfa 123
BİRİM DEĞERİ:beyit
BİRİM SAYISI:beş
ŞİİRİN TEMASI:aşk
BİRİMLERDE ANLATILANLAR;
1.şair sevgilisinin yüzünü açıp salınarak yürümesini,bağdaki çiçek ve ağaçların da bunu görmesini istemektedir.
2.şair,bu aşk hastalığına sevgilinin aşkından düştüğünü,bunun da nasıl amansız bir hastalık olduğunu herkesin görmesini istemektedir.
3.şair sevgilisinin aşkından perişan olduğunu,vücudunda yaralar açıldığını söylemektedir.
4.şair,aşk derdinden dolayı kemikleri sayılacak kadar zayıfladığını ,bu hali ve inlemeleriyle tıpkı Musikar'a benzediği söylemektedir.
5.şair güzellere yumuşak huylu değiller,demenin yanlış olduğunu,gördüklerinde hemen yumuşak huylu olduklarını söylemektedir.
Ç. gazeldeki beyitlerin yerleri değiştirilerek okunduğunda gazelin anlamında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.Çünkü gazelin birimleri olan her beyit kendi içinde bir bütündür.Bu nedenle anlam aynı birim içinde başlar,aynı birim içinde biter.Dolayısıyla bir beyitteki anlam diğer beyitlere bağlı olmadığı için beyitlerinin yerlerinin değiştirilmesi gazelin anlamında herhangi bir değişikliğe sebep olmamaktadır.
D.Şiirde anlatılanların gerçek hayatta yaşanılması mümkün değildir.gazeldeki sevgili ve aşık tipleri,şairin hayal gücünün ve bağlı bulunduğu Divan şiiri geleneğinin tipleridir.
E.Gazel nazım şeklinin özellikleri;
*Divan şiirinin nazım şekillerindendir.
*5-15 beyit arasında yazılır.
*İlk beytine matla,son beyitine makta,en güzel beyitine beytü'l-gazel,şairin adının veya mahlasının geçtiği beyte mahlas beyti denir.
*İlk beyit kendi arasında kafiyelidir.
*Genellikle aşk,kadın ve içki konuları işlenmiştir.
F.Her iki şiirde gazel nazım şekli,beyit nazım birimiyle ele alınmıştır.Kafiye şeması Baki'nin gazelinde olduğu gibi aa/ba/ca... şeklindedir.Her iki gazelinde teması aşktır.Anlatılanlarda gerçek hayatta yaşanması mümkün değildir.Hoca Denhani'nin gazeli 7 birim iken ,Baki'nin gazeli 5 birimdir.

2. ETKİNLİK
Aşk temasıyla bulduğunuz şiirleri sınıfta okuyunuz.((arkadaşlar buna Özdemir ASAF'ın --LAVİNİA-- şiiri örnek verilir.))
2.Gazelde aşk teması işlenmiş ve bir aşığın durumu gözler önüne serilmişti.Burada ise aşığın durumu yine gazelin bütünündeki durumuna eşdeğerdir.Verilen sözcükler okunduğunda yine halini anlatan ve sitem eden aşığın durumu ortaya çıkmaktadır.
3. İMGELER
GÜL VE NESRİN:rengi dolayısıyla sevgilinin yanağı
SERVİ VE SANAVBER:uzunluk ve salınış sebebiyle sevgilinin boyu ve yürüyüşü.
GÜLNAR:rengi ve şekli dolayısıyla aşığın vücudundaki yaralar.
4.SÖZCÜK: Gülnar
GERÇEK ANLAMI: nar çiçeği
ŞİİRDEKİ ANLAMI:yara
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gülnar bu mevsime yakışıyor.
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Bu dertten gülnarlar açtı her yanımda.
SÖZCÜK:muhabbet(gülşeni)
GERÇEK ANLAMI: gül bahçesi
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gül bahçesi rengarenkti
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Yanımdayken kendimi gül bahçesinde hissediyorum.
SÖZCÜK:Musikar
GERÇEK ANLAMI:efsanevi kuş
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Musikar efsanevi bir kuştur.
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Öyle güzel sesi vardı ki Musikar'ı andırdı.

6. Açıl bağun gül ü nesrini ol ruhsarı görsünler
Salın serv ü sanavber şive-ı reftarı görsünler.
yukarıdaki dizelerde istiare(eğretileme)sanatı vardır.
Kapunda hasıl itdi bu devasuz derdi hep gönlüm
Ne derde mübtela oldu dil-i bimarı görsünler.
yukarıdaki dizelerde teşhis(kişileştirme)sanatı vardır.
Açıldı dağlar sinemde çak itdüm giribanum
Muhabbete gülşeninde açılan gülnarı görsünler.
yukarıdaki dizelerde teşbih(benzetme)sanatı vardır.Vücut sevgilinin gül bahçesine yaralar ise nar çiçeğine benzetilmiş.
Ten-i zarumda pehlum üstühanı sayılur bir bir
Beni seyr itmeyen ahbab Musikar'ı görsünler
yukarıdaki dizelerde teşbih sanatı vardır.Aşık kendini ve inlemelerini Musikar'a ve onun gagasından çıkan seslere benzetmiştir.
Ey Baki
bu ifade de nida(seslenme)sanatı vardır.
Yalvarı görsünler
yukarıdaki ifadede iham sanatı vardır. yalvar sözcüğü hem yalvar- hem de bir çeşit para anlamında kullanılmıştır.Her iki anlamda beyte uygun olduğu için iham sanatı vardır.
7.*gazel nazım şeklinin kullanılması
*beyit nazım biriminin kullanılması
*aruz ölçüsünün kullanılması
*sanatlı bir şöyleyiş olması
*arapça ve farsça sözcüklerin kullanılması
8.örnek yazı:
Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği yansıtmaktadır.Anlatımdaki sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı sıra ahenk bakımından da çok güçlü olan gazelde aşk teması işlenmiştir.şair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili etrafında işlemiştir.temanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal gücünün de etkisi vardır.
9.Baki;
*şiirlerinde tasavvufi unsurları kullanmıştır.
*şiirleri nazım tekniği yönünden kusursuzdur.
*şiirlerinde çok güçlü sanatlı bir söyleyiş vardır.
*divan şiirinin en güçlü şairidir
Sayfa129
SU KASİDESİ
1) Ey göz, gönlümdeki ateşlere, gözyaşından su saçma, böylesine tutuşan ateşlere su çare kılmaz
Bu beyitte Fuzulî gönlünde aşk ve ıztırabı ateşlere, gözyaşını ise, suya benzetmiştir Su ile ateş birbirine zıttır Su ateşi söndürür Fakat gönül atşi maddî değil, manevîdir Bundan dolayı gözyaşları insanın içindeki ateşi söndürmez Bu beyit bize Fuzulî'nin muztarip, duygulu bir insan olduğunu gösteriyor Bu beyitte tekrarlanan (s, g, d, k) konsonantları (ünsüzleri) ile (o, ö, u) vokalleri (ünlüleri) bir ahenk vücuda getirmektedir
2) Dönen günbedin rengi mi mavidir, yoksa gözümden akan su mu onu çepçevre çevirmiştir, bilmiyorum
Bu beyitte geçen "âb-gûn" kelimesi hem suya benzer, hem mavi renk mânâsına gelir Fuzulî gözyaşlarının gök kubbeyi çepçevre kuşattığını söylemekle mübalağa sanatı yapıyor, gökyüzünün renginin mavi mi, yoksa gözyaşlarından dolayı mı böyle göründüğünü bilmediğini söylemekle "tecahül-i arifane" de bulunuyor Gökyüzü, için "günbed-i devvar" (döner kubbe) tamlamasını kullanmakla da şair, gökyüzü ile göz arasında bir münasebet kuruyor Bu beyitte tekrarlanan (n ve g) konsonlarıyla ince ve kalın yuvarlak vokaller hususî, bir âhenk vücuda getiriyor
3) Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa, şaşılmaz, zira su zamanla duvarda yarıklar bırakır
Fuzulî'nin bu beyitte "zevk-i tîg-kılıcının zevki" tamlamasını kullanması psikolojik bakımdan dikkati çekicidir Fuzulî sevgilisinin verdiği acıdan şikâyet etmez, tam tersine zevk duyar Burada söz konusu olan kılıç sevgilinin keskin bakışıdır Şair, senin kılıca benzeyen bakışlarının yerdiği acı' bana zevk" verir fikrini "zevk-i tîg" tamlaması ile özetlemiştir Divan şairleri bu nevi kısa, özet veya yoğun sözlerden hoşlanırlar Onları okuyucunun çözümlemesi lâzımdır Şair, kılıcın gönlünü çak çak (parça parça) etmesi ile suların duvarda yarıklar hâsıl etmesi arasında bir bağlantı kuruyor Divan şairleri çok defa kılıç deyince suyu hatırlarlar Bunun sebebi kılıcın imal edilirken su ile çelikleştirilmesidir Bir klişe olarak kullanılan "âb-ı tîg" (kılıç suyu, kılıcın parlaklık ve keskinliği) tamlaması da onlarda su hayalini uyandırır
4Yaralı gönül senin (peykân)ından korka korka bahseder Yaralı olan suyu ihtiyatla içer
Bu beyitte geçen "peykân" sözü okun ucundaki demir mânâsına gelir Bu da sevgilinin kirpiklerine tekabül eder Sevgilinin oka benzeyen kirpikleri âşığı yaralar, yaralılar da suyu ihtiyatla içerler
5Bahçıvan boşuna zahmet çekmesin, gül bahçesini suya versin, bin gül bahçesine su verse, senin yüzün gibi bir gül açılmasına imkân yoktur
Bu beyitte sevilen varlığın yüzü ile gül arasındaki benzeyiş dolayısıyla ikisi arasında bir mukayese yapılmıştır Fuzulî su redifi vasıtasiyle hayali genişletiyor Araya bahçıvanı da katıyor Sevgili, güzellik ve başka vasıfları bakımından gülden üstündür Şair, su vermek ile de oynuyor Birinci mısrada "suya vermek" sözü mecazî olarak yok etmek mânâsına kullanılmıştır
6 Yazı yazan (hattat) kalem gibi gözlerine kara su inse de, senin yüzünün hattına benzer bir hat yazamaz
Bu beyitte "gubar,' muharrir, hat, hâme ve kara" kelimeleri arasında tenasüb sanatı vardır Bu kelimeler birbirleriyle ilgilidir Hat, yazı sanatıdır Gubar, hat sanatında bir yazı çeşididir Şair, kalem, kara ve muharrir kelimelerini hat sanatı ile münasebeti bakımından zikrediyor Divan şairleri sevgilinin yüzündeki ince tüyleri hatta (yazıya) benzetirler Sevgilinin yüzünün hatları, hattatın yazdığı yazılardan çok daha güzeldir Hattat, gözlerine kalem gibi kara su ininceye dek, yani kör oluncaya kadar yazı yazsa, senin yüzünün hattına benzer bir yazı yazamaz Şair "okşamak" kelimesini hem benzetmek, hem yüz dolayısıyle sevmek mânâsında kullanmıştır Kalem (hame) gibi gözüne kara su inmek sözü, mecazî olarak kör olmak mânâsına gelir
7Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa bunda şaşılacak ne var? Gül yetiştirmek isterken, dikene verilen su boşa gitmez
Fuzulî bu beytinde gözyaşını tatlı bir alayla yumuşatıyor Beyit, birbiriyle ilgili şu benzetmelere dayanıyor: Yanak-gül, kirpikler-diken, gözyaşı-su Bu beyitte eskilerin "leff ü' neşir" (sarma ve açma) dedikleri bir sanat vardır Bu sanat, aralarında münasebet bulunan iki veya üç şey zikrederek karşılıklarını (benzerlerini) söylemek suretiyle yapılır
8Gam günü hasta gönülden kılıcını (kirpiklerini, bakışını) esirgemek gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir
Fuzulî, burada da ok (kılıç) -su-yaralanma mazmununa dayanıyor Karanlık gece ile sevgilinin kara gözleri arasında da münasebet vardır
9Gönül, ondan ayrı olduğun zaman, onun peykinin (oka benzeyen kirpiklerini) isteyerek, hasretini teskin etmeğe çalış Susuzum, git bu çöl de benim için su ara
Kılıca olduğu gibi peykâna (ok ucuna) da su verilir Şairin "git bu çölde benim için su ara" demesi demirin kuruluk bakımından çöle benzemesinden, demirde ve çölde gizli olarak su bulunmasından dolayıdır Şairin asıl özlediği sevgilisinin bakışlarıdır
10 Ben dudağına karşı büyük bir arzu duyuyorum Kuru sofular ise, kevser istiyorlar; böylece sarhoşa şarap,' ayık insana da su hoş gelir
Bu beyitte dudak kırmızılığı dolayısıyle içkiye benzetilmiştir, ve sarhoşa (aşığa) uygun görülmüştür Kevser Cennet'te bir havuzun adıdır Dîvan şairleri aşk ile kendinden geçenlerle kuru sofuları karşılaştırmaktan ve aralarındaki tezadı belirtmekten hoşlanırlar Aynı beyitte birbirine paralel olan dudak-şarap, âşık-sarhoş, kevser-su, zahid-ayık insan benzetmeleriyle Fuzulî bir leff ü neşir sanatı yapmıştır
11 Su, durmadan senin mahallendeki bahçeye doğru akıyor Galiba o, hoş yürüyüşlü sevgiliye âşık
Fuzulî'nin küçük bir tablo teşkil, eden bu beyti de birtakım gizli benzetmelere dayanır "Serv-i hoş-reftar"dan maksat uzun boylu, güzel yürüyüşlü, sevgilisidir Sevgilinin bahçesine doğru akan su âşıktır Dîvan şairleri sevgilinin boyu için "revan" (akıcı) sıfatını da kullanırlar Servi kelimesi, şairde su çağrışımı uyandırmıştır
12 Toprak (set) olarak sevgilinin köyüne giden suyun yolunu kessem gerek Zîra o benim rakibimdir O köye gitmesine engel olmalıyım
Şair burada yine servi dolayısıyle rakibini suya benzetiyor Toprak olmak kelimesi mecazî olarak, ölmek mânâsına gelir Fuzulî, bu kelimeyi hem, hakikî, hem mecazî mânâda kullanıyor
13 Ey dostlar, eğer onun elini öpme arzusu ile ölürsem, toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin
Fuzulî ince bir hayale dayanan bu beytinde (s) aliterasyonu ile (u) asonansının doğurduğu âhenkten de istifade ediyor
14 Servi, kumrunun yalvarmalarına karşı dikbaşlılık ediyor Su gitsin de onun eteğine sarılıp ayağına düşsün yalvarsın
Servi ile kumru çok defa bir arada bulundukları için birbirlerine âşık sayılırlar Servi, güzel boylu sevgiliye, kumru yalvaran âşığa benzer Şair, servinin uzun oluşu ile dikbaşlılık arasında bir münasebet bulunuyor Servi ağaçlarının dibinden akan su da bir arabulucuya benzetiliyor Şair bu beyitte servi, kumru ve suya insana has vasıflar vermek suretiyle "teşhis" ediyor ve âdeta tabiatı masallaştırıyor
"Servi", vahdeti (Tanrı) "su", peygamberi, "kumru" kulu temsil eder Beyitte arka planda böyle bir mânâ da vardır
15 Gül dalı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor Su, gül dalının damarına girerek bülbülü kurtarmalıdır
Renk kelimesi, renkten başka şekil, suret ve hile mânâlarına da gelir Şairin burada onu kullanması gül ve bülbülün kanı dolayısıyledir Gül, kendisine kırmızı renk sağlamak maksadıyle bülbülün kanına girmek istiyor Divan şiirinde gül ile bülbül arasında bir aşk münasebeti olduğundan bahsedilir Şair bu beytinde de gül, bülbül ve suya insanî vasıflar izafe ediyor
16 Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in, yoluna girmiştir
Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden mümin arasında bir münasebet buluyor Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem verir Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür Suyun vasıflarından biri berrak oluşudur İyi mümin de öyledir Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır
17 Seyyid-i nev'-i beşer (insan ney'inin efendisi, Hazret-i Muhammet) seçkinlik incisinin denizidir Onun mucizeleri kötülerin ateşi üzerine su serper
Burada su redifi dolayısıyle Peygamber bir seçkin inciler denizine benzetilmiştir Onun din denizi seçkin inciler yetiştirir O, kötülük ateşlerini söndüren bir sudur Su ile ateş arasında tezat vardır Burada ateş kötülüğün, su iyiliğin sembolü olarak kullanılmıştır, Bu beyitte seyyid, ıstıfa, sepmek), (beşer, ateş-i eşrar) kelimelerinde aliterasyon vardırHz Muhammed doğduğu zaman ateşperestlerin ateşleri sönmüştür Beyitte bu mucizeye de telmih vardır
18 Peygamberlik gül bahçesinin canlılığını tazelemek için mermer taşı mucizinden (yaratıcılığından) su akıtmış
Peygamberlik gül bahçesine su verince gül tazeleniyor Gül Peygamberimize izafe edilen bir çiçektir Peygamberlik müessesesi onunla taze kalmış, Son peygamber olan Peygamberimizin mucizelerinden biri kara taştan su akıtmak Bu mucize peygamberliğinin kabulü ve yeni bir gül açılması, peygamberlik bahçesinin parlaklığının tazelenmesidir
19 Onun mucizi âlemde öyle nihayetsiz bir hidayet denizidir ki, binlerce kâfir tapınağına (Mecusî tapınağına) o denizden hidayet ermiştir
Peygamber doğduğu zaman vukua gelen harikulade hadiselerden biri de sönmeyen ateşlerin sönmesi (Mecusî ateşlerinin sönmüş olması)dir Bu hadiseye telmih eden Fuzulî'ye göre peygamberimizin mucizesi öyle sonsuz bir deniz imiş ki, binlerce kâfir ateşgedesindeki ateşi söndürmeğe yetmiştir
"Yetmiş" kelimesi hem "erişmiş" hem de "kifayet etmiş" mânâlarına gelir Burada kifayet etmiş mânâsında tevriye!i kullanılmıştırAyrıca su-ateş arasında tezat vardır
20 Şiddet günü Ensar'a parmağından akıttığı suyu kim işitse, hayretle parmağını ısırır
Tebuk seferinde (şiddet günü) susuz kaldıkları zaman Peygamberimizin parmakları arasından oluk oluk su akmış Bunu duyan hayretinden parmağını ısırır Bu hadise de kullara hayret veren bir mucizedir
21 Dostu, yılan zehri içse, ebedî hayat suyuna döner, düşmanı su içse mutlaka yılan zehri olur
Peygamberin dostlarından maksat, hayatında iken, ona uyan sahabelerle, onun yolundan giden Müslümanlardır Aynı imana sahip oluş, onlara da manevî bir güç verir ve onlar bu manevî güç ile, kötülükleri iyiliğe döndürebilirler Buna karşılık, düşmanları için iyi şeyler böyle kötü bir mahiyet alır Şair bu fikri, yılan zehrinin ebedî hayat suyuna veya tersine ebedî hayat suyunun zehre dönüşmesi sembolü olarak ifade ediyor Burada tezat sanatı vardır
22 Abdest almak için yanağının gülüne su serpince, her damla sudan bin rahmet denizi dalgalanmıştır
Şair borada "gül-i ruhsar" tamlaması ile Peygamber'in yanağını güle benzetmiştir Abdest alınırken yüz yıkanır Peygamber'in yüzüne değen su, onun manevî gücü ile çoğalıyor, bir damladan bin rahmet denizi doğuyor Damla ile deniz arasında tezat vardır Bu tezat ve benzetme tasavvufta birlik (vahdet) ile çokluk (kesret) u belirtmek için kullanılır Çok, birden doğar Başlangıçta ilk Müslüman olan Hazret-i Muhammed tek idi Daha sonra, Müslümanların sayısı yüzlerce milyonu aştı Tanrı'nın insanlara acıması mânâsına gelen rahmet, Türkçe'de mecazî olarak yağmur mânâsına da gelir Yağmur milyonlarca damladan oluşur
23 Su senin ayağının toprağına erişeyim diye durmadan, ömürler boyu başını taştan taşa vurarak âvâre gezer durur
Her yıl, yüz binlerce Müslüman, dünyanın dört bir yanından Hacc'a giderler Peygamber'in mezarını ziyaret ederler Şair, sulara da böyle kutsal bir duygu yüklüyor Suların başını taştan taşa vurması, hem hakiki, hem mecazî mânâda kullanılmıştır Hayat ile su arasında münasebet olduğu için şair ömür kelimesini kullanmıştır Muttasıl kelimesi Arapça "vasl" (ulaşan, kavuşan) kökünden gelir Bu beyitte teşhis sanatı vardır
24 Su ister ki, senin dergâhının toprağına zerre zerre nur salsın Parça parça olsa bile su o dergâhtan dönmez
Toprak, su ve ışık zerre zerre, parça parça olurlar Su ışığı yansıtır Şair, su ve ışığın bu özelliklerine manevî bir mânâ da veriyor Burada su ve ışığın zerre zerre veya pare pare olması sevginin gücünü ifade eder
25 Senin na'tını zaman zaman tekrarlamayı hata ehli derman bilir Tıpkı sarhoşun ayılması için yüzüne su serpmesi gibi
Hata kelimesi yanlış ve günah mânâsına gelir "Ehl-i hata"dan maksat, yanlış yola sapanlar, günahkârlardır Onlar günahlarından kurtulmak için, sarhoşun ayılmak maksadıyle yüzüne su serpmesi gibi senin na'tını tekrarlarlar Na't, bir şeyi medhederek anlama mânâsına gelir Hazret-i Mu-hammed'i övmek için yazılan şiirlere de na't denilir Belli zamanlarda okunan Kur'an cüzlerine ve dualara "vird" denilir
26 Ey Tanrı'nın sevgilisi, ey insanların en iyisi, sana dudakları yananların su dilemeleri gibi müştakım
27 Şen o keramet denizisin ki, Miraç gecesi feyzinin şebnemi duran ve gezen yıldızlara su götürmüştür
Burada Hazret-i Muhammed'in Mirac'ına telmih vardır Şebnem kelimesinin şeb'i (gece) ile Şeb-i Mîrac'ın "şeb"i aynı mânâya gelir Şairin iki kelime atasında münasebet kurmasının sebebi budur Feyiz: suyun taşması, bereket demektir Şebnem ile bahar arasında tezat vardır Peygamber'in manevî gücü o kadar kuvvetlidir ki, yeryüzünden götürdüğü şebnemi bütün yıldızlara yetecek su sağlar Burada sudan maksat, Hazret-i Muhammed'in Miraç gecesi bütün kâinata varlığı ile vermiş olduğu feyizdir
28 Mezarını yenileyen mimara su gerekirse, güneşin çeşmesinden her dem feyzin saf suyu iner
Burada güneş, dünyaya feyz ve bereket verdiği için çeşmeye, güneşten akan ışık zülâle (saf su) benzetilmiştir
29 Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmış, senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum
Mânâ bakımından bütün kelimeleri birbiriyle ilgili olan bu beyitte tenasüb veya müraat-i nazîr sanatı vardır
30 Na'tının uğuru ile Fuzulî'nin sözleri nisan yağmurundan vücuda gelen büyük inci tanelerine benzemiştir
Bir efsaneye, göre istiridyeler nisan ayında denizin yüzüne çıkar, yağmur yağarken kabuğunu açar, bir iki damla alır, yeniden denizin dibine inerlermiş Bunlar zamanla inci haline gelirmiş Fuzulî yukarıdaki beytinde bu efsaneye telmihte bulunuyor, kendi sözlerini inciye benzetiyor
31 32 Mahşer günü gaflet uykusundan uyandığımda ve hasret gözyaşlarından uykusuz gözlerim su döktüğünde (ağladığımda) umduğum odur ki, mahrum olmayayım, vaslının çeşmesi senin yüzüne teşne olan bana su versin
Divan şairleri umumiyetle fikirlerini bir beyitte sona erdirirler Fuzuli burada 31 beyitle 32 beyiti birbirine bağlıyor İki beyitte de mahşer günü bahis konusudur O gün insanlar Tanrı'ya -hayatlarında yaptıkları iyi ve kötü işlerin hesabını verecekleri için büyük bir telaş ve heyecan içinde olacaklardır O gün Hazret-i Muhammed kendisini sevenlere şefaat edecektir
SAYFA 129
1abirim değeri:beyit
birim sayısı:32
bşiirin teması:Hzpeygambere övgü
cnesib:1-15, methiye:17-29, girizgah:16, fahriye:30, dua:31-32
çher beyit kendi içerisinde bir bütündürbeyitlerde başlayan anlam yine diğer beyitlere sarkmadanaynı beyitin içinde bitmektedirkasidenin bölümlerindeki her beyit o bölümü ifade etmek amacıyla bir araya getirilmiştirbeyitler bir araya getirilirken her beyitin o bölümde anlatılacakları tek başlarına anlatmaları beyitlerin anlam bakımından birbirinden bağımsız olmalarını sağlamaktadırbeyitlerdeki kafiye ve redif olarak kullanılan su sözcüğü beyitler arasındaki ses ilişkisini göstermektedir
d "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
Kuze eylen topragum sunun anunla yara su" beyiti şairin kişisel duyarlılığını ve hayal gücünü en iyi ifade eden beyittirşair bu beiytte onun elini öpmek arzusuyla ölürsem toğrağımdan bir testi yaparak onunla yare su verin,böylece mezar toğrağım onun eline değecek ve elini öpmüş olacaktır ifadesini kullanmaktadırbu hayal gücü ve duyarlılık şairin şiir kudretinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir
e beyit sayısı 31-99 arasındadır
din ve devlet büyüklerini övmek için yazılır
kaside 5 bölümden oluşur (nesib,girizgah,methiye,fahriye,dua)
2a "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
Kuze eylen topragum sunun anunla yara su"
yukarıdaki beiytte "s" seslerinin tekrar edilmesi ahengi sağlamıştır
byukarıdan aşağı doğru akan suyun görüntüsü ile kasidedeki su sözcüğü arasında ses bakımından bir ilişki vardırresimdeki şelaleden çıkan su sesi,kasidenin redifi olan su sözcüklerinin okunmasıyla çıkan sesle eşdeğerdir
Sayfa130
ç-her beyitin sonunda su sözcüğünün tekrarlanması ses ve ahenk ahenk yönünden anlamı güçlendirir
d-13 beyit
e-nazım birimi beyittir
-en az 33 beyit, en çok 99 beyitten oluşur
-giriş bölümü nesib, asıl konuya giriş bölümü fahriye, devrin büyüğünü övdüğü bölüm medhiye, son bölümüne ise dua denir
-ilk bölümüne matla, son bölümüne makta denir
-uyaklanışı aa, ba, ca, da şeklindedir
-ele aldıkları konuya göre isimlendirilirbunlar:tevhit,münacat,naat,medhiye, fahriye,hicviyye,mersiye
sayfa 131
6 HİSSETTİKLERİM
samimiyet
sevgi
özlem
arzu
heyecan
7FUZULİ
divan şiirinin en güçlü şairlerindendir
şiir tekniği çok güçlüdür
şiirlerinde tasavvufi konuları ele almıştır
şiirlerinde azeri türkçesinin özellikleri görülür
Sayfa 133
BİRİMLERDE ANLATILARLAR
Şiirin teması: Aşk
1Şair, aşıkların ayrılık acısına sabredemeyeceğini anlatıyor
Birim Değeri: Dörtlük - Birim Sayısı: Bir
2İlahi aşk
3Dilek (dua)
4Aşk
ç)1Rubai: Ayrılık - Aşk
2Rubai: Aşk Ateşi - İlahi Aşk
3Rubai: Duam - Dilek
4Rubai: Sevgili - Aşk
d)Gerçek hayatla ilişkilendirilebilir Aşk ve aşkın halleri ile dua insan hayatında yer bulabilen durumlardır
e)Rubai nazım şeklinin özellikleri:
-Nazım birimi dörtlüktür
-Tek dörtlükten oluşur
-aaxa şeklinde kafiyelenir
-Özel bir vezinle yazılırlar
-Yoğun bir fikir örgüsü vardır, bu da ahengin sağlanmasını zorlaştırır
-Tasavvuf, felsefe, dünya görüşü gibi pek çok konuda yazılırlar
-Asıl söylenmek istenen 3 ya da 4 dizede söylenir
2)1Rubai
söyler imiş: redif
-an: tam kafiye
2Rubai
ûr: tam kafiye
3Rubai
-dan sakla: redif
â: yarım kafiye
4Rubai
dime ana: redif
-z: yarım kafiye
3)"vâdi" ve "sanem" sözcükleridir
Vadi: Ihlara Vadisi'ne düzenlenen geziye katıldık
Şiir vadisinde o da kalem oynatmıştı
sanem: Puta tapınma ilkel kabilelerde de görülmektedir
Put kadar güzel bir insanmış, dedi
4)1 Rubai: dil (gönül), bir insan gibi düşünülmüştür Kişileştirme sanatı vardır
2Rubai
dil-i bi-karar: teşhis
fevvare-i nur: teşbih
ateş-i aşk: teşbih
3Rubai
Ya Rab: nida (seslenme)
reh-i vadi-i rubai: teşbih
ta'n-ı har-ı nadan-ı dü-pa: teşbih
4Rubai
sanema: nida
sanem: istiare
5)Nazım şekli, nazım birimi, mazmun ve sanatlar divan şiiri geleneğine aittir
139
4- a) kalıbı:feilatun feilatun feilatun failun
b)ahengi sağlamıştır şairin içinde bulunduğu ruh halini belirtmiştir
5- a)teşbih sevgilinin yüzü itiariyle güle benzetilmiştir
teşbih sevgilinin saçı kokusu dolasıyla yasemine benzetilmiştir
teşhis(kişileştirme) aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür
nida gönle seslenilmiştir
teşhis aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür
istiare aşığın gönlü heva yolı'na benzetilmiş fakat söylenmemiştir
b)aşk kopuzunu, aşk neyi ilşe gam çengine, name-i aşk, came-i aşk
6-toprak etmek, peşinde dolaşmak, yar etmek, ayaklar altına almak, rüzgar gibi koşmak, feda etmek, feleğin zehrini içmek, hançerlerle doğramak, aşk kopuzunu kırmak, sırdaş olmak
7-bentlerle yazılmıştır
-aruz ölçüsü kullanılmıştır
-ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır
-söz sanatları ve mazmunlar kullanılmıştır
-mahlas kullanılmıştır
-arapça ve arapça kelimeler kullanılmıştır
8-kendi duygularınızı yazın
9-15 yüzyıl sanatçısıdır
-devlet adamlığı da yapmıştır
-kasideleriyle ünlenmiştir
-eserlerinde beşeri aşkı işlemiştir
-bir ''Divan''ı vardır
141
birim değeri:bent
birim sayısı:yedi
BİRİMDE ANLATILANLAR
-şair, gönlüne seslenerek feleğin ne yapacağının belli olmayacağını söylemektedir
-gönlün arzu ve isteklerinden vazgeçmesini istemektedir
-şair,bu dünyanın kimseye kalmayacağını belirtmektedir
-şair, gönlün feleğin güzelliklerine aldanmaması elindekilerle yetinmesini kanaat etmesini söylemektedir
-şair, feleğin kendisine gaddarlık ederek sevgilisinden ayırıp gurbete attığını ifade etmektedir
-şair,her şeyini sevgili uğruna feda ettiğinden bahsetmektedir
-şair,nefsin ve dünyanın isteklerinden vazgeçmek gerektiğini, gönül aynasının böyle temizleneceğini ifade etmektedir
şiirin teması:aşk, dünya nın geçiciliği
c beşer dizelik bentlerden oluşur
ilk bent kendi arasında kafiyeli diğer bentlerin son dizesi ilk bentle kafiyelidir(aaaaa bbbba)
2acele etme, acele etmek kınama getirir
dünya için boş yere ıstırap çekme
arzularına, heveslerine sabır ve tahammülden bir örtü çek
feleğin kaderindeki şerbet zehirlidir,sakın içme
dünya mülkünün saadetini bir rüya zannet
kanaat ederek yalnızlık köşesini seç
nefsinin ve dünyanın lezzetlirini unutarak aşk sarhoşu ol
gönül aynanı tertemiz yap
verilen tasavvufi öğütler, insanı tasavvuftaki anlamıyla olgunlaştırmak içindir
günümüz şartları düşünüldüğünde bu öğütlerin tam anlamıyla uygulanması mümkün değildir
sy 144
ana birim değeri: bent
alt birim değeri:beyit
malesef birimde anlatılanları yapmadım ama bir kere okursanız yapabilirsiniz
8 bendin teması : cimrilik
13 bendin teması: dünya nın gelip geçiciliği
c cimrilik, fanili, gelip geçicilik kavramları geçmişten günümüze aynı anlamı ifade etmektedir
günlük hayatta sık karşılaşılan kavramlardır bunlar
Sayfa 145 2 soru
Son beyitte yani vasıta beyitinde çünkü şair daha önceki beyitlerse sikayet etmiştir
3soru a şıkkı
Kafiye ve redifler,aruz ölçüsü ve ses tekrarları
4 soru
ciğerpare=ciğer parçası-------->Mal,mülk anlamında kullanılmıştır
merg oku=ölüm oku----------->Şiirde ölüm anlamında kullanılmıştır
siper=gizlenip savaşılacak yer veya şey------>şiirde altın ve gümüş anlamında kullanılmıştır
6soru a şıkkı Tablo
Nida-------->ey hace,ya rab
Tezat------>Dert-çare,vefa-cefa,cahil-kamil
Mübalağa--->Evci feleğe bastı kadem cah ile cahil erva Erbab-ı kemâlün yiri yok zîr-i felegde
Tenasüp---->fena,ayan,adem,paşa ifadedeki anlam bakımından birbiriyle ilişkili olan aynı beyit içinde kullanılan sözcüklerdir
İstiare------>ciğerpare=mal mülk,mülk-i fena=dünya,mezbele=dünya benzetmeleri yapılmış fakat benzeyenler söylenmemiştir
İstifham--->Ya rab bize bir er bulunup himmet ider mi Yoksa günimüz böyle felaketle geçer mi
6 soru b şıkkı
Şiirde söz sanatlarının az kullanılmasının sebebi şairin üslubu yanında işlenen tema ile de ilişkilendirilirÇünkü şiirin amacı sanat yapmak değildir
7 soru Bağdatlı Rûhî
Şiirlerinde toplumsal konuları işlemiştir
Dönemin sosyal özellikleri ve yaşayışı şiirlerinde görülür
Dili çağdaşlarına göre sadedir
Şiirleri edebi bakımdan zayıftır
Sayfa 146 1soru a şıkkı (Tablo)
Mısra örgüsü Kafiye Düzeni Tema
Gazel Beyit aa/ba/ca Aşk,ayrılık,özlem,kadın,şarap
Kaside Beyit aa/ba/ca Din ve devlet büyüklerini
övmek için söylenir
Rubai Tek dörtlük aaxa Dünya görüşü
felsefe,tasavvufi düşünce
Şarkı Dörtlük aAaA/bbba/ccca Aşk,sevgi,ayrılık,eğlence
Murabba Bent aaaa/bbba/ccca Dini ve ddidaktik konular,
övgü ve yergi
Muhammes Bent aaaaa/bbbba/cccca İlahi aşk,tasavvufi ve felsefi
düşünce
Terkibibent Beyit aa/xa/xa/xa/bb Dini,felsefi,tasavvufi,toplumsal
1 soru b şıkkı(Tablo)
Mısra Örgüsü Kafiye Düzeni Tema
Gazel Gazel Gazel
Kaside Kaside Şarkı
Terkibibent Terkibibent Kaside
Terkibibent
Rubai
Murabba
Sayfa 148 3 soru
Divan Şiirinde Brimler bir bütün olduğu için birimdeki anlam o birimde başlar ve diğer birimlere sarkmadan o birimde biter
4soru
Ortak manzumlar şunlardır
gül (gazel,murabba,kaside)
serv (gazel,şarkı,kaside)
dil (gazel,kaside,rubai,şarkı,murabba,muhammes,terkibi bent)
zülf (murabba,muhammes)
felek,dünya (murabba,terkibibent)
hak (kaside,murabba)
sanem (rubai,muhammes)
5 soru a şıkkı
Verilen gazeller ritimleri dikkate alınarak okunduğunda Baki'nin gazelinin ritminin daha kuvvetli olduğu görülmektedirBakinin gazelinde kullandığı dil,Nesimi'nin şiir dilinden daha ahenklidirBunun yanında gazellerin yazıldıkları yüzyıllara bakıldığında 16 yyda şiir dilinin daha oturmuş olması Baki'nin gazelinin ritmini ve ahengini daha üstün kılmaktadır
5 soru b şıkkı
Şöyleyiş ve ritim bakımından Baki'nin gazeli daha başarılıdırNesminin gazeli osmanlı devletinin kuruluş döneminde yazılmıştırBakinin gazeli ise yükselme dönemi ürünüdürNesiminin gazeli divan şiirinin kuruluş dönemi ürünü olduğu için gazelde bazı kusurların,ritim ve ahenk eksikliklerinin olması son derece doğaldıryükselme dönemine gelindiğinde ise herşey yerli yerine oturmuş,her alanda en parlak örnekler ortaya konulmuştur
Sayfa 149 6 soru a şıkkı
Pir Sultan Abdal tarafından söylenen koşma "aşık tarzı halk şiiri"örneğdirbu nedenle islamiyetten önceki türk edebiyatı döneminin sözlü edebiyat devresinden itibaren süregelen bir geleneğin ürünü olan koşma da dil,son derece sadedirhalka hitap ettiği için halkın dilinden uzaklaşmamış,onların duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir
6 soru b şıkkı
Pir Sultan Abdal'ın koşması ile Baki'nin gazelinin okuyucu kitlesi aynı değildirkoşma halka hitap ederken gazel yüksek zümreye hitap etmektedir
7 soru
Divan şiirinde işlenen konular her bakımdan birer kusursuzluk örneğidirAşk tam anlamıyla aşktır,sevgili her yönüyle hayal gücünün zirvesinde yer alırBu nedenle divan şiiri "ideal"olanın ifadesini bulduğu yerdirherşey"idealize" edilerek anlatılırDivan şiirinin bu özelliği yani "yüce" ve "yüksek" olana yönelik olması,onun "somut" yerine "soyut"un sahasında kalmasına sebep olmuştur
8 soru
Divan şiirinin Arapça ve Farsça kelimelerin sıkça kullanılması İslam medeniyetinin etkisinin yanı sıra asıl aruz ölçüsü dolayısıyladırTürkçede uzun ses olmaması seslerin uzunluk ve kısalık esasına dayalı olan aruz ölçüsünün uygulanmasını zorlaştırmıştırÇıkış yolu olarak aruza uymayan türkçe sözcükler yerine uzun ve kısa seslerin bulunduğu arapça ve farsça sözcükler kullanılmaya başlamıştır
9 soru
Koşuk
Tema:aşk
Ahenk:hece ölçüsü kullanışmıştır
Yapı:nazım şekli;koşuk nazım birimi;dörtlük
Dil:eski türkçe dönemini yansıtan öztürkçe bir dil kullanılmıştr
Söyleyiş:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişini belirlemektedir
Gazel
Tema:aşk
Ahenk:Aruz ölçüsü kullanılmıştır
Yapı:nazım şekli;gazel nazım birimi;beyit
Dil:arapça ve farsça sözcüklerin kullanıldığı bir dildir
Söyleyiş:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişimi belirlemektedir
Sayfa 150 (Ölçme Değ Cevapları)
1C
2A
3C
4E
5E
6E
7E
8A
9D
10 D-Y-D-Y
11*Gazelin son beyitinemaktaşairin mahlasının bulunduğu beyitetaç beyiten güzel beyitine beytü'l gazel denir
*Diva şiirinde kullanılan kalıplaşmış nükteli ve sanatlı güzel sözleremazmundenir
12
makta
taç beyit
Nedim
vasıta
aruz
mazmun
tecahül-i arif
benzeyenve benzetilen
tenasüp
Sayfa 152 13 Etkinlik
Vardar Ovası Türküsü dilden dile geçerek günümüze ulaşmıştır yani anonimdir
2 soru a şıkkı
Derleyen sözcüğü;bu türkünün söyleyeninin bilinmediği,kuşaktan kuşağa atlanılarak günümüze geldini ve Suat Batur tarafından yazıya geçirildiğini gösteriyor
2 soru b şıkkı
Türkülerin yazıya geçirilerek kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaştığını anlıyoruz
Sayfa 153 1 soru a şıkkı
1mani
derede -de:redif
nerede -ere:zengin uyak
dedim 7'li hece ölçüsü
pencerede
2mani
Erkek
Mesdi yar yar:redif
mesdi yar
arasında
esdi yar
Kız
maniciyim -m:redif
gemiciyim 7'li hece ölçüsü
alma
alıcıyım
3mani
dildim -dim:redif
sildim -il:tam kafiye
kıymetin 7'li hece ölçüsü
bildim
4mani
çağlar gibi -lar gibi :redif
dağlar gibi -ağ:tam uyak
yaralıyım 7'li hece ölçüsü
sağlar gibi
5mani
alma beni -ma beni:redif
salma beni -al:tunç uyak
göster 7'li hece ölçüsü
alma beni
gül ister
bağlar gibi
aldım seni -dım seni:redif
salma beni -al:tunç uyak
göster 7'li hece ölçüsü
alma beni
6mani
ayna güzel ayna güzel:cinaslı uyak
ayna güzel ay ne güzel:cinaslı uyak
görenler 7'li hece ölçüsü
ay ne güzel
tarar
ayna güzel
1 soru c şıkkı
''Ayna güzel'' ve '' ay ne güzel'' ifadelerinin birlikte kullanılmasıyla cinas yapılmıştırCinas,maninin ahengi bakımndan önemlidirCinaslı manilerde ses ve söyleniş aralarında cinas bulunan kelimelerle sağlanır
2 soru a şıkkı
Duygu ve düşünceler 1manide 2,3 ve 4 dizelerde;2manide ilk dörtlükte 2,3 ve 4 dizelerde,ikinci dötrlikte ise 3ve4 dizelerde; 3manide 3 ve 4 dizelerde ;4 ve 5manide bütün dizelerde; 6manide 3,4,5 ve 6 dizelerde dile getirilmiştir
2 soru b şıkkı
Duygu ve düşüncelerin ifade edildiği bölümlerin dışındaki dizeler ''doldurma'' dizelerdirBu dizeler asıl anlamının bulunduğu dizelere hazırlık yapılmasını sağlarDoldurma düzeler anlam bütünlüğünü sağlar
3 soru
1,2,5 ve 6 manilerin teması aşktır3maninin teması ayrılık 4maninin teması derttir
4 soru a şıkkı
Manilerde geçen deyimler şunlardır:
-Serin yeller esmek:darılmak ve incinmek''Aramızda serin yeller esiyordu''
-Kıymetini bilmek:değerini bilmek''Kıymetinin bilinmemesinden şikayetçi''
-Dağ gibi=çok büyük
-Dillere sarmak:Her yerde söz etmek''Her yerde ondan bahsedip dillere saldı''
4 soru b şıkkı
-Yel:Gerçek anlamı rüzgar; manideki anlamı dargınlıktır
Sanki,aramızda serin yeller esiyordu
Bu yel sizi hasta eder dedi
-Ciğer:Gerçek anlamı organ;manide gönülden, içten anlamında kullanılmıştır
Haberi alınca,ciğerim yandı
Ciğerlerinden rahatsızlanmıştı
-Altın:Gerçek anlamı değerli bir maden;manide kıymetli anlamında kullanılmıştır
Onun altın gibi bir kalbi var
5 soru
1,2,3,5 ve 6 manilerde sevgili ve ona duyulan aşk teması işlenmiştir4manide ise çok dertli olan bir kişinin duyguları işlenmiştir
Sayfa 156 4 soru a şıkkı
Vurgu ve tonlamaTemaları farklı olduğuunda söyleyişi farklıdır
Sayfa 157 Ölçme Değ Devapları
1)E
2)C
3)C
4)türkü denir
artık maniler asıl maniler
5)Mâni----Deyiş
Türkü----Kavuştak
Ağıt----Sagu
SAYFA 159
Birimlerde Anlatılanlar
1) Şair, baharın geldiğini, bülbüllerin ötmeye başladığını anlatmaktadır
2) Şair, ağaçların yeşillendiğini, ırmakların coştuğunu, aşıkların da şevke geldiğini ifade etmektedir
3) Şair, baharın gelişiyle güllerin açtığını, güzellerin salınarak gezindiğini, aşıların buna sevindiğini ifade etmektedir
4) Şair, baharla birlikte her yerin yeşerdiğini belirterek acaba bu baharın coşkusuyla Allah ağlayanları da güldürür mü diye düşünmektedir
5) Şair, yeryüzünün güllerle kırmızıya boyandığı şu bahar günlerinde kendisinin ağladığını, dertli olduğunu ifade etmektedir
Şiirin teması: Baharın Gelişi
Birim Değeri: Dörtlük
Birim Sayısı: Beş
2)aKafiye ve Redif
1 Dörtlük: olduğu zamandır: redif
kul ve yol ' daki l'ler yarım kafiye
2 Dörtlük: -erler: redif
giy uy ve kay ' daki y'ler yarım kafiye
Ölçü: 11'li hece ölçüsüyle söylenmiştir
2b
düz yazı gibi okumak bize hiç bir duygu katmaz tamamen anlamsız bir eser olur
160sayfa
1 dörtlük:
bülbül güle kul olduğu zamandır-----> teşhis sanatı ve tenasüp var (bülbül - gül)
2dörtlük:
hep ağaçlar uçmak donun giyerler-----> burda da teşhisve kapalı istiare
3dörtlük:
şevke gelüp figan eder bülbüller----> teşhis + intak sanatı(bülbüllern figan etmesi)
4dörtlük:
Yine gürler bu yerlerin çığları----> yine teşhis(çığların gürlemesi)
Acep mevlam güldürür mü ağları ? ----> ist
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
EyLüL

EyLüL


Mesaj Sayısı : 83
Rep Puan : 2
Kayıt tarihi : 10/12/09
Yaş : 31
Nerden : İstanbuL

10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Empty
MesajKonu: Geri: 10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları   10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeC.tesi Ara. 12, 2009 12:44 pm

Çok uzun bir konu olmuş..
Bilmiyorum ben kendi açımdan böyle içeriklerin öğrencilerin derslerinden birsey alamayacağını düşünüyorum..
Tabiki yinede tesekkürler..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
kevser
Moderatör
Moderatör
kevser


Mesaj Sayısı : 71
Rep Puan : 2
Kayıt tarihi : 09/12/09

10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Empty
MesajKonu: Geri: 10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları   10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeC.tesi Ara. 12, 2009 5:33 pm

vallahi şimdiki zamanda öğrenci olmak lazımmış. gerçi hala öyleyiz ama bizim işimize yaramıyor bu konular. canım zaman teknoloji zamanı dedik de böylesini kastetmemiştik, resmen kitabı çözmüşler yahu Smile yardımcı olmak adına iyi bir oluşum. bunları internette araştıracağına, oturup çözmek daha az vakit kaybıdır. emeğine sağlık, yorucu bir konu olmuş belli ki..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MrObut
Moderatör
Moderatör
MrObut


Mesaj Sayısı : 27
Rep Puan : 2
Kayıt tarihi : 11/12/09
Yaş : 32
Nerden : İstanbul

10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Empty
MesajKonu: teşekkurler   10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları I_icon_minitimeC.tesi Ara. 12, 2009 10:32 pm

Uzun cunku tum kitabı kapsayan bir konu kitabın tamamının cevapları var ogrenciyiz Halden anlıyoruz Smile bende bunlardan yararlanıyorum Smile

Teşekkurler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
10. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 9. Sınıf Edebiyat kitabı Cevapları
» 11. Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları
» 12. sınıf Edebiyat kitabı cevapları
» 11. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Cevapları
» 10. Sınıf Dil Ve Anlatım Kitabı Cevapları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
''Sanalda Bizim Sesimiz'' :: Bizim Mahalle'den :: Etüt Merkezi-
Buraya geçin: